Sacit Aslan, 'Kovadaki Balıklar' isimli kitabının imza gününde İzmirliler ile buluştu. Yeni asır gazetesinden Kahraman Durak Sacit Aslan ile röportaj yaptı.
Maksim ve Aslan ailesi. Maksim sadece bir eğlence yeri miydi?
Maksim sadece eğlence merkezi olmadı hiçbir zaman. Bir gazino ve içinde yer alan sanatçılardan da ibaret değildi. Her dönem sosyetenin, iş dünyasının siyasetçilerin herkesin olduğu bir Türkiye sahnesiydi aslında.
Maksim'i yönetmek çok mu zordu?
Maksim'e babam hükmetmiş gibi gözükse de aslında durum biraz daha farklıydı. Asıl gerçek Maksim'in bütün hayatlara hükmettiğidir.
Peki ya sizin hayatınıza hükmedebildi mi?
Ben bu durumun farkına genç yaştayken vardım. Farklı olanı yaptım. Maksim beni kumanda edemedi, yönetemedi tam aksine zaman zaman ben Maksim'e hükmettim.
Maksim, aileniz, şöhretler ünlü isimler derken nasıl bir yaşamınız vardı?
Nefret, intikam, aşk, para, ün, çok şaşalı bir hayatın içinde dünyaya geldim. Babam ve annemin yaşamlarına sürekli birileri girdi. Ben ve kardeşlerim bu çok parçalı hayatın içinde kaldık. Zaman zaman korkutucu bir girdaba dönüşen aile hayatımızdan sağ çıkabildim. İşte bu kitapta tüm bunlar ve başkaları da var. Kitabı çıkarırken bile zorlandık. Girdap hala daha devam ediyor.
Neden?
Yıllarca öyle ünlü isimlerin öyle yaşanmışlıklarına şahitlik ettim ki bu bazılarına büyük korku verdi.
Benim olayları tam çıplaklığı ile anlatacağımı onlara zarar vereceğimi düşündüler işte bu süreçte kitabın basımı ile ilgili sorunlar yaşadım. Ama böyle bir şey yazılmadı kitapta.
Tepkiler nasıl peki?
Anlattığım olaylardaki insanları o dönem tanıyanlar kimleri kastettiğimi biliyorlar tamamı gerçek bir kitap. Eleştiriler olumlu iyi gidiyor.
Her yaştan okurunuz var bunu neye bağlıyorsunuz?
Bakın insanlar gerçek olanı seviyor çabuk kabulleniyor ve merak ediyor. Bu kitapta kurgu yok her şey gerçek. Onun için okurların ilgisi yoğun ve her yaştan okura sahibim bu elbette ki mutluluk verici.
Peki geçmişin şöhretleri ile şimdiki şöhretler arasında nasıl bir fark var?
Şimdiki şöhretleri herkes tanıyor eskiden öyle değildi ki. Ya fuar ve konserlerde sanatçıları görür ya da TV ekranlarında şimdi öyle değil. TV, sosyal medya gazetelerin dergilerin çokluğu ne ararsanız var. Bir de şimdikilerin 'fan'ları var toz kondurmuyorlar. Eskiler daha bir muhafazakardı. Kol kırılsın yen içinde kalsın daha tutucular.
Magazin muhabirleri ile şöhretlerin arasında yaşanan tartışmaları ve olayları nasılyorumluyorsunuz?
İki tarafın da birbirine saygı duyması lazım. Her sanatçıya her yerde her soru sorulmaz üslup da önemli muhabir arkadaşlarımın buna dikkat etmesi lazım. Üslubunu ve yerini bilen nitelikli muhabire de ünlü isimlerin şımarıklık yapmaması gerek bu işler saygı içerisinde karşılıklı olmalı.
"Bu kitaptan korkanlar yayıncıları korkuttu"
Ne gibi sorunlar?
Yayınevleri kabul etmedi, bir bakıyorsunuz kitabı basamayız diyorlar. Sonradan anladım ki korku yaşayanlar bir lobi çalışması yaparak basıma engel olmaya çalıştılar. Ancak bu durum bir hayıra vesile oldu Postiga Yayınları ile tanıştım sağolsunlar kitabı bastılar tereddütsüz. Her şerde bir hayır varmış demek ki.
"İzmir'de çok hatıra biriktirdim"
İzmirlilere neler söylemek istersiniz?
Çok özel. Benim için İzmir'in bir farklılığı ayrıcalığı var. Fuar zamanı gazinoculuk yaparken çok hatıralar biriktirdim. 1970 yılı çok yoğundu. İzmir güzel bir kent insanları da güzel.
Yeni Asır
