UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

TV YAZARLARINDAN SEÇMELER! MESUT YAR, MEVLÜT TEZEL, YÜKSEL AYTUĞ VE SİNA KOLOĞLU BUGÜN HANGİ KONULARI YORUMLADI?..

TV YAZARLARINDAN SEÇMELER! MESUT YAR, MEVLÜT TEZEL, YÜKSEL AYTUĞ VE SİNA KOLOĞLU BUGÜN HANGİ KONULARI YORUMLADI?..

TV YAZARLARINDAN SEÇMELER! MESUT YAR, MEVLÜT TEZEL, YÜKSEL AYTUĞ VE SİNA KOLOĞLU BUGÜN HANGİ KONULARI YORUMLADI?..

MESUT YAR – POSTA

 

KANDİL GECESİ GÖNÜL REYTİNGLERİ

Büyük kanallar Pazar gündüz olmasa da akşam akışını değiştirdi. Aynı zamanda mübarek kandil gecesine denk geldiği için ekranlarda Mevlit Kandili özel yayınları vardı… O gece izlediğim tüm yayınlarda kocaman bir yürek gördüm. Göğe yükselen duaların hepsi birliğimiz, beraberliğimiz, yitirdiklerimiz ve temennimiz üzerineydi... Atv'de Nihat Hatipoğlu en çok izlenen özel yayına imza attı. Kamu kanalı TRT’nin yayını da uzun ve anlamlıydı. Böyle gecelerde reytingin önemi yok, tüm sorumlu yayıncılar yüreklerin reyting listesinde yer aldı…

HAKLISIN KAPTAN; ALIŞMAYACAĞIZ!

İnsanlık dışı ve hain terör saldırısı nedeniyle gördüğümüz yasın tarifini yapmama gerek yok sanırım. Türkiye’yi seven tüm yürekler, Türkiye için şehit düşen onlarca evladına ağladı. Elini ovuşturanlar da vardı elbet. Onları da önce yüce Allah’a sonra mutlak adalete havale ediyorum… Uzatmayayım. Sanıyorum hafta sonu benim gibi birçok insanın içinden ekrana bakmak gelmedi. Haber bültenlerinden evlere yansıyan acı yeterliydi. Terörün amacı yaşam sevincimizi azaltmaktır elbette.

Hepimizin içinden bu duygu bir saniye bile olsa geçmiştir sanırım. Ama alışmayacağız… İşte bu alışmama duygusunu en damıtılmış haliyle Star Haber’in kaptanı Nazlı Çelik haykırdı. Gözleri dolarak altına imzamı atacağım o unutulmaz konuşmasını “Alışma Türkiyem” diye bitirdi. Bu acı günde ekranı ve dümeni başkasına teslim etmeyen Nazlı’nın çalışkanlığını ve vatan sevgisini ayakta alkışlıyorum! Şehitlerimize rahmet, yaralılarımıza şifa, vatanını seven herkese de sabır temenni ediyorum…

ŞART DEĞİLSE BIRAKIN GİTSİN…

Haber önlerinde bir parça da reyting listesinde görünmek kaynaklı özet bölümler izliyoruz. Bu bültencik daha çok bir önceki gün yayınlanan haberlerin tekrarından oluşuyor… Haber almak isteyenler ve bunu büyük kanalların ana haber bültenlerini izlemeyi tercih edenler için bu dolgular zaman kaybı. Dünün belgeselini zaten haber kanalları sıklıkla yayınlıyor. Bu bültenciklere gerek var mı sahi?

HERKES ADINA…

BJK TV’de birçok dostumuz ve meslektaşımız var. Ekmekleri için hep sahadalar. Sanırım yas büyük olunca acılı yürekleri büyük badire atlatan o dostlara “geçmiş olsun” demeyi unutuverdi… Ben herkes adına notumu yürekten düşüyorum; ‘Geçmiş olsun arkadaşlar. Allah sizi sevenlerinize bağışlasın”…

TAHTA O ÇIKTI…

Biz duyurmuştuk, biz teyit edelim. TRT 1’de yayınlanacak “Abdülhamit” dizisinin başrolü için Bülent İnal ile anlaşmaya varıldı. Dizi ay sonundan itibaren sete çıkıyor. Hayırlı olsun…

YARIŞMALAR KONUŞULUYOR MU?

Ayın ilk haftasını da içine alan yarışmaların haber karnesini verelim de bir istatistik daha tarihe not düşülsün… Geçtiğimiz aydan şu ana kadar en çok konuşulan ve haber olan bilgi yarışması sıralaması yukarıdan aşağıya doğru şöyle: Zirvede Kim Milyoner Olmak İster duruyor. İkinci sırada Süper Bulmaca isimli Bloomberg HT kanalının programı var. Sonrasında ise Piramit, Çarkıfelek ve Altın Petek yer alıyor… Yetenek ve eğlence yarışmalarında ise zirveyi O Ses Türkiye kapatmış. Onu Gelin Evi izliyor. Diğer sıralamada ise Kısmetse olur, İşte Benim Stilim ve Gardırop Savaşları aşağıya doğru akıyor…

 

MEVLÜT TEZEL – SABAH

CANLI BOMBALARIN AİLELERİ NE OLACAK?

 

İstihbarat teşkilatları bir terör örgütünün içine sızabilir ama canlı bombaları deşifre etmek sanıldığı kadar kolay bir iş değildir. Canlı bombalar, terör örgütlerinin en iyi korunan, haklarında en az bilgi sızdırılan elemanlarıdır.

Deşifre olan canlı bombaların bile bazen yakalanamadıklarını, eylemleri gerçekleştirdikten sonra öğreniyoruz.

Bugün terörle en sert yöntemlerle savaşan İsrail güvenlik güçleri ve dünyanın en başarılı istihbarat örgütü kabul edilen MOSAD bile canlı bombaları durduramıyor.

Çünkü hayatını ve bedenini silah haline getiren, büyük bir motivasyonla hedefe kilitlenmiş bir canlı bombayı durdurmak, terörle mücadelenin en zor kısmıdır.

 

CAYDIRICI OLABİLİR

Çünkü bir canlı bomba ölümden sonra ölümsüz olacağına, örgütü ve yaşadığı çevre tarafından kahraman ilan edileceğine inanıyor. Ki öyle de oluyor.

Peki, bir canlı bomba için ailesinin yargılanma ihtimali, yapacağı eylemde caydırıcı olabilir mi? Canlı bombalar, örgütün ailesine bakacağını, yakınlarının yaşadığı çevrede büyük saygı göreceğini bilerek ölüme gidiyorlar.

Bir canlı bomba; ailesine davalar açılacağını, terörist olduğunu bildikleri halde kendisine destek gösterenlerin ceza alacağını bilse... İşte bu durum belki caydırıcı olabilir!

Elbette evrensel hukuk kuralları içinde bir kişinin yaptığı eylemden bir başkası sorumlu tutulamaz. Ama bir tarafta canlı bombanın cenazesini almayan, evlatlıktan reddeden aileler, bir de canlı bombanın cenazesini gururla taşıyan aileler var. Masum insanların ölmesini bir ülkü uğruna mücadelede doğal karşılayan, canlı bombayı haklı gören, eylem sonrası örgütlerden yardım alan, hatta diğer çocuklarının terörist ve canlı bomba olmalarına ses çıkarmayan aileler de var. İşte bu aileler hukuk karşısına çıkarılmalı. Evlatları teröre kurban giden aileler de, terörü destekleyen bu ailelere maddi ve manevi tazminat davaları açmalılar!

Elbette bu noktada çağdaş hukuk kuralları içinde hareket edilmeli, örgütle gerçekten bağlantısı olduğu, örgütten destek gördüğü kanıtlanmalı. Belki ailesinin yargılanacak ve ceza alacak olması da her canlı bombayı durdurmayabilir ama en azıdan caydırıcı olabilir, canlı bomba olma motivasyonunu düşürebilir.

Durdurulması en zor düşmana karşı, canlı bombaların ailelerinin yargılanması yöntemi denenmeli. Bazen aynı aileden iki canlı bombanın çıktığını, masum insanların ölmesini önemsemeyenlerin ve canlı bombayla gurur duyan ailelerin olduğunu unutmayalım!

 

YÜKSEL AYTUĞ – SABAH

GÖNÜL DOLUSU ‘YASİN’

 

Son yılların en önemli kucaklaşmasıydı. Öyle derin, öyle anlamlı, öyle gönüldendi ki... Galatasaraylı futbolcu Yasin, attığı golden sonra tribünlere ya da yedek kulübesine değil, kenarda görevli çevik kuvvet polislerine koştu. Onlara öyle içten, öyle yürekten sarıldı ki, o anda hepimiz Yasin olduk. O genç polislerin kokusunu ciğerlerimize doldurduk, alınlarını dudaklarımıza değdirdik.

Kim bilir belki de bir gece önce Beşiktaş'ta onlar da görevliydi. Şans eseri hayatta kalmış, arkadaşları yanı başlarında can vermişti. Belki de ölümden 200 metre farkla sıyrılmışlardı. Öyle olmasaydı, belki de anaları şimdi mesai arkadaşlarına değil, onlara, kendi evlatlarına ağlıyor olacaklardı.

O gün Vatan Caddesi'ndeki Emniyet Müdürlüğü'nde, memleketlerinde, kahraman şehitlerin mezarları başında onlar için Yasin'ler okunuyordu. O akşam, milletçe hislerimize tercüman olan o güzel yürekli futbolcunun isminin Yasin olması, sadece tesadüfle açıklanabilir mi sizce?

Daha çok yazacaktım ama olmuyor... Affedin...

 

SİNA KOLOĞLU – MİLLİYET

KANAL D DOĞRU YAPTI

 

Kanallar gündemden dolayı yayın akışlarını değiştirdiler. Çok izlenen zaman dilimindeki dizilerinin yerine film koydular. Star TV, ‘Profesyonel’, Show TV ‘Yasak Krallık’, TV8 ‘Parker’, Fox ‘Fetih 1453’, Kanal D ise ‘Dağ’ı ekrana getirdi. ‘Dağ’, gecenin bize en yakın olan filmiydi. Böyle günlerin seçimlerine dikkat etmek lazım. Şiddet öğelerinin azami ölçüde az gösterildiği filmler tercih edilmeli.

Yayın yasağı itici oluyor

NTV’de Oğuz Haksever, “İzleyicinin bir bölümü tepki gösteriyor. Belki de adından dolayı itici; yayın yasağı. Şimdi biz burada bu olaydan başka bir şey konuşmuyoruz. Bazı ayrıntıları var, fakat o bilinmiyor. Dışarıdan duyan biri çevirip haberi yapsa, Türkiye’de yayın yasağı getirildi zanneder ki, hiçbir şey konuşulmuyor, halk hiçbir şey bilmiyor” dedi. Haksever haklıydı. Haber kanallarında terör eyleminden başka bir şey konuşulmadı ve yayın yasağı vardı. Bilgi konusunda yeterli yapılanma olmadığı belirtildi bu vesileyle. “Polisin, adliyenin sözcüsü yok, yargının da yok” dedi. Bekir Ağardır; “Yargının sözcüsü olmadığı için mesela iddianamenin bir parçası olduğu iddia edilen birtakım şeyler yayınlanır, doğru mu yanlış mı bilmeyiz ama kamuoyunda bir kanaat oluşur” dedi. Oğuz Haksever; “Gazeteci soruşturma konusunda bir bilgi edinmişse bunu vermeyecek çünkü, güvenlik birimlerinin işini zorlaştırır” dedikten sonra “Bizde öyle gazeteci de kalmadı, öyle istihbarat yapan da yok artık” eklemesi ilginçti. “Ne özel hayattır, ne kamusal bilgidir konusunda bile meslektaşlarınız fikir birliğinde değil” diye devam etti Ağardır. 

Bombayı patlattı!

NTV’de bunlar konuşulurken Habertürk ‘Teke Tek’te konuk olan Mete Yarar’dan haber geldi. “Yerdeki çukurun derinliğine baktığınızda farklı bir tip bomba olduğu belli. Fazlasıyla ısı yaymış etrafına. Patlamanın etkisi dibe doğru değil, yukarı doğru. Bunun askeri mühimmat olduğu belli. Parça özellikleri ve bazı kişilerin kayıp olmasını üst üste koyunca bu patlayıcının özel tip olduğu kesin.” Eh, acaba bu bilgi de yayın yasağına giriyor muydu?

Bir saat konuşmadı

Hesap yaptım 50 dakika sürdü. ‘Teke Tek’te HASAN Köni hocamız saat 22.03’ten neredeyse 23.00’e kadar hiç konuşmadı. Fatih Altaylı’nın da bu durum dikkatini çekti! Hocamızı ayrı bir programa çağırsalardı bari. Elinde kalem, artık ne şekiller çizmiştir kağıda.

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13