MESUT YAR – POSTA
ORASI NERESİ?
Kalbimdeki Deniz dizisinde ana karakterimiz Deniz fabrikada çalışmak için sabah 07.30’da gözlerini açıyor… Allah’ım o ne aydınlık ve güneşli bir ortam. Türkiye’de yaz ve kış saati uygulaması kaldırıldığından beri memleketin hiçbir yerinde sabah o saatlerde doğabilen bir güneş yok… Hal böyle olunca “bu dizi hangi memlekette çekiliyor acaba?” diye sormak fazladan bir çıkıntılık sayılmaz değil mi?
O ZAMAN ‘EĞLENECEKSEN GEL’…
Evleneceksen Gel isimli yarışmaya –ki artık öyle demek doğru sanırım- bir izdivaç programı gözüyle baktığım için çok sayıda itiraz geldi… Okur ve izleyiciye göre bu türden programlar arasında “dalgasına bakan” tek iş. Eh, bu durumda izdivaç programlarına yönelik şu acımasız halimi bir parça gevşetmeye ihtiyaç var sanırım. Söz, bunu ilk fırsatta deneyeceğim. Ha, bu arada iyiye iyi diyelim. Ülkemizin tatlı renklerinden Roman vatandaşlarımız, kendi kültürlerini en gerçekçi şekilde stüdyoya taşıyan karakterlere yer verdiği için “Evleneceksen Gel” programına yarın onur ödülü veriyorlar… Bana göre yeni ismiyle “Eğleneceksen Gel” bu ödülü hak ediyor. Bu yüzden tebriğimizi de şuracığa koyalım…
TEBESSÜMÜ ALDINIZ…
Aşk Laftan Anlamaz dizisinde üvey annesi Derya, çıkarcı ve nefret dolu kalbiyle Murat’ın hem şirkette hem de aile içinde ayağını kaydırmaya çalışan bir model olarak seyircinin karşısına çıktı… Son bölümlerde ise Murat’ın kendisini çocuk yaştayken terk eden gerçek annesi Leyla ortaya çıktı. Kendi kariyerini oğlundan daha çok önemseyen Leyla, oğlunun parasını elde etmek gibi bir niyet içinde olan (ve bu amaç için öldürmeyi bile göze alan) daha gözü kara ve şeytani bir karakter… Yani Derya, Leyla’nın yanında resmen çırak çıktı. Bir kötü karakterli anne modeli üstüne daha kötü bir anne modeli eklemek reyting arttırmak içinse, olmadı be usta… Bu tebessüm ettiren dizinin Beni Affet veya Aşkın Bedeli’nden ne farkı kaldı şimdi? İşin tebessümünü çekip aldınız, benden söylemesi…
ORASI HANGİ LEVENT?
Kırgın Çiçekler dizisinde Anadolu yakasının en bilindik semtlerinden biri olan Koşuyolu’nun Avrupa yakasının semtlerinden olan 4. Levent diye uzun uzun izledik… Elbette bir iki sahne için koca seti o semt senin diğeri benim taşımak bir hayli zor ve masraflı. Ama göz aşinalığımız yüksek olan semtleri de bir başka semtmiş gibi yutturmak da tuhaf oluyor… Yapımcı da haklı, izleyici de; insan ne diyebilir ki? Belki biraz daha dikkatli olmak gerekiyor!
KÖTÜ KARAKTER KALMADI!
Hayat Şarkısı dizisinde Filiz karakteri uzun uğraşlar sonucunda ehlileşti. Cem, eğer şu son bölümde izlediğimiz arabanın içindeki ölümü doğruysa yandı bitti kül oldu. Zeynep desem kocasını kaybetti ve ardından pıstı… Eh bu durumda diziye çok acil bir kötü karakter girmeli. Tek başına Hülya’nın dört dönem gözleriyle yetinmemizi bekleyemezsiniz değil mi? Yaşasın kötülük!
ADINI DOĞRU KOY!
Adını Sen Koy dizisinde Zehra babasının hastane masraflarını ödemek şartıyla kendisini sahte bir evliliğe zorlayan Ömer’i telefonuna “Zorba” ismiyle kaydetti… Ancak kendisini defalarca kaçıran, taciz eden ve ailesine maddi manevi kötülük eden saplantılı aşığı Yener’in ismi rehberde olduğu gibi duruyor. Bu sapkın arkadaşın bir sıfatı yok… Sanırım Zehra’nın temel sorunu “kişilerin adını doğru koyamamak”, Adını Sen Koy diye bize bıraksalar, o Yener’e ne adlar takarız biliyor musunuz?
MEVLÜT TEZEL – SABAH
BENİ KADIN DOKTORLARA EMANET EDİN!
Harvard Üniversitesi, ABD genelinde 65 yaş üstü hastaların şikayet ve ölüm oranları ile hastaları tedavi eden doktorları araştırmış. Üç yıl süren araştırmaya göre; kadın doktorların tedavi ettiği hastaların ölüm oranının daha düşük olduğu ortaya çıkmış.
Özellikle kadın doktorların; zehirlenme, zatürre, böbrek ve kalp rahatsızlıklarındaki başarı oranının, erkek meslektaşlarına göre gözle görülür derecede yüksek olduğu belirlenmiş.
Fark nerede?
Sıkı durun! Araştırmada; erkek doktorların kadın meslektaşlarıyla aynı başarıya sahip olması halinde, yılda 65 yaş üstü 32 bin hastanın hayatının kurtulabileceği sonucuna varılmış. Sakın 'Erkek doktorlar daha riskli operasyonları üstleniyor, fark bu yüzden' demeyin.
Bu faktör gözardı edilmemiş ve benzer hastalardaki başarı oranına bakılmış.
Peki, fark nasıl ortaya çıkıyor?
Araştırmada; kadın doktorların hastalarla olan diyaloglarına daha fazla zaman ayırdığı ve tedavi süresince en iyisini yapmaya çalıştığı belirtilmiş.
Bu noktada genelleme yapmak zorundayız galiba. Doktor da olsa; erkek erkektir, kadın kadındır.
Kadın anaçtır, erkek avcıdır. Kadın daha detaycı ve daha titizdir. Erkek daha vurdumduymazdır, kafası dağınıktır.
Kadın ise yaptığı işe daha çok odaklanır. Bu fark, doktorluk gibi hayati önem taşıyan mesleklerde daha çok öne çıkıyor galiba.
BÜLENT CANKURT – SABAH
8 YILLIK EVLİLİĞİ TEK CELSEDE BİTTİ
Türkiye'deki başlıca film dağıtma şirketlerinden biri olan Pinema Filmcilik'in patronu Pamir Demirtaş'ın da dullar kervanına katıldığını öğrendim!
İşi nedeniyle yılın büyük bir bölümünü Miami'de geçiren ve şimdiye kadar Türkiye'ye dünyaca ünlü pek çok yıldızı getiren Pamir Demirtaş ile eşi Seda Gürdoğan, tek celsede boşanmış.
İki yıllık flörtün ardından Kasım 2008'de evlenen ve evliliklerinin daha dokuzuncu ayında oğulları Pamir'i kucaklarına alan çiftin mutluluğuna pek çok kez ben de şahitlik etmiştim.
Bu yüzden boşanmalarına çok şaşırdım doğrusu. Umarım ikisi için de hayırlısı olur...
YÜKSEL AYTUĞ – SABAH
BUNUN ADI BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ MÜ?
Hani 11 Eylül saldırısı sırasında ABD medyasının sorumlu tutumunu takdir edip durmuştuk ya, 'Adamlar bir tek ceset görüntüsü bile vermediler' diye...
Sonra bizimkileri de yerden yere vurmuştuk, yayın yasakları öncesi her önlerine gelen görüntüyü reyting kaygısıyla ve büyük bir sorumsuzlukla ekrana dayadıkları için. Batının insan hayatına verdiği değerden, medyanın dördüncü güç olma sıfatını böyle sorumlu davranışlar sayesinde edindiğinden filan dem vurmuştuk hep birlikte... Ama bakıyorum da artık onların da gözü dönmüş. Burada adını anıp reklamını yapmak istemediğim bir Hollanda kanalı Rus Büyükelçisi'nin vurulma anını, en başından en sonuna kadar ekranlarına getirdi. Bu görüntü şu anda Youtube'da dolaşıyor.
Eyy her fırsatta bize medya etiği ve ifade özgürlüğü konusunda ders vermeye, kulağımızı bükmeye çalışan Avrupa neredesiniz? Bu rezilliği de'"medya özgürlüğü' ya da 'ifade hürriyeti' ile mi açıklayacaksınız?
SİNA KOLOĞLU – MİLLİYET
‘OYUNCUYU KENDİ GETİRDİ’
Meltem Cumbul’un başrolde oynayacağı dizi ‘Kırlangıç Fırtınası’ fırtınaya tutuldu. Cumbul, “Küçük yaşta çocuk oyuncu var” diyerek diziyi bıraktı. Sonra bir başka sorunun daha olduğu ortaya çıktı. Oyuncunun gençliğini Tuğçe Tanış canlandıracaktı. Üç bölüm onunla çekildi. Ancak görüntüleri izleyen Cumbul memnun kalmadı. Bu kez kendisiyle çekim yapıldı. Bundan da yönetmen memnun kalmadı. Oyuncunun ayrılma nedenlerinden birinin bu olduğu yazıldı. Yapım şirketi Limon Yapım’a durumu sordum.
‘Tek haklı olduğu konu’
Yapım şirketinin danışmanı Ahmet Yurdakul’la konuştum, şöyle dedi: “Meltem Hanım senaryoyu okuyunca hassasiyetini dile getirmiş. Zaten tek bir sahnenin ardından zaman atlayarak 20’li yaşlara geliniyor. O sahnede oyuncak bebek kullanıldı. Yakın planda ise çocuk gösterildi. Kendisi o çocuğu görünce itiraz etti. Haklı olacağı tek nokta burası olabilir. Bu benim şahsi fikrim. Asla kendisinin ifade ettiği şekilde neredeyse istismara girecek vahim bir durum yok. Çocuğun sette kalma süresi yarım saat. Sahne olarak bir dakikalık çekim için belki 10 dakika kamera karşısına geçti. Mevcut diziler içinde en masum çocuk kullanımıdır.” Yurdakul durumu böyle özetledi.
Onun talebesi
Meltem Cumbul’la gençliğini oynayacak Tuğçe Tanış’la ilgili yazılanları ise değerlendirdi Yurdakul; ‘Gençliğini oynayan öğrencisi ve kendisi getirdi. Meltem Hanım gidince ister istemez, genç arkadaşımız da gitmek zorunda kaldı.”
EKRANDA UZMAN MUHABİR VAR MI?
Fransız haber kanalı BMTV’de dikkatimi çekti. Berlin’deki saldırıyla ilgili konuşan muhabirin kartvizitinde şöyle yazıyordu: ‘Jhihadisme Consultant’. Bu konuda danışman yani. Alman ARD kanalında Ankara’daki Rus Büyükelçisi’ne suikastla ilgili konuşan muhabirin kartvizitinde ise ‘Terör analisti’ yazıyordu. Olay yerine gönderdiği muhabirinin bir uzmanlık alanı var. Bizde Ankara muhabirleri vardır, siyaset üzerine tecrübelidir. Terör konusunda uzman muhabir var mı, hani ekrana çıkan, bu konuya yıllarını vermiş bir terörle mücadele polisi kadar bilgili? Çevre konusunda mesela uzman muhabir var mıdır? CNN Türk’te Güven İslamoğlu bilinir. O da kendine özel bölümde çalışır. Mesela bir çevre katliamı ya da bir HES haberinde kanal kendisinden yararlanır mı? Polis, adliye muhabirleri bir nebze mevcuttur.
Belki haberi yapanların yanına hangi konuda uzman oldukları yazılsa daha iyi olmaz mı? Onlar için de bir değer olur.
