UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

TV YAZARLARINDAN SEÇMELER! "AVATAR ATAKAN ARTIK BAŞROLDE!.."

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

TV YAZARLARINDAN SEÇMELER! "AVATAR ATAKAN ARTIK BAŞROLDE!.."

SİNA KOLOĞLU – MİLLİYET

DÜNYA İYİLER YÜZÜNDEN BÖYLE

‘Poyraz Karayel’in son bölümünde yine Albay ile Poyraz yüzleşmesi yaşandı. Poyraz,

 “Bu dünya var ya albayım, kötü insanlar yüzünden kötü bir yer değil, iyiler yüzünden böyle. Hiçbir şey yapmıyoruz. Öööyle seyirci gibi izliyoruz her şeyi. Onların

suçu değil bu, bizim suçumuz” dedi.

 

Yaşadıklarımız, şahit olduklarımız, bilmem belki ileride anlatacaklarımız adına kurulan bir cümleydi.

TRT paramızı veriyor

TRT Spor’da ‘Spor Bahane’de Şoray Uzun; “Hak edişlerimizi eksiksiz ve zamanında alabiliyoruz, özel televizyon kanallarından farklı olarak” dedi. Doğrudur, bir kuruş kalmaz. Çünkü biz, elektrik paralarını zamanında ödüyoruz da ondan!

Çapkın hızır!

‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’da Hızır, Suzan’ın oteldeki odasına gizlice girdi. Sabah uyandığında karşısında onu gören Suzan sordu: “Buraya nasıl girdin?”  Cevap: “İstanbul’daki bütün otellerdekiler çapkın bir adam olduğumu bilir.  O yüzden, hangi otelde, hangi odanın anahtarını istersem, verirler.”

Dizi boyunca taciz

‘Kırgın Çiçekler’, 70 bölümü devirdi. Ne zaman Kemal’i görsek, Eylül’e taciz, kaçırma ve vurma eyleminde. Ev ahalisi son bölümünde, “Bu adam kaçıncı defa kızı kaçırıyor” diye söylendi. dizi final yapana kadar, böyle devam edecek. Kemal’in ‘görevi’ bu!

‘Sütçümü istiyorum’

Zahide Yetiş programında doktor Yavuz Dizdar’ı ağırlamış. Dizdar, “Şu sıralar en çok kapımda sütçümü istiyorum. Köylüm büyüsün, zenginleşsin istiyorum” dedi. Muhalefet, siyaset değildir. Hayata ve yaşama dair, bize ait olan her şeydir.


MESUT YAR - POSTA

CANLI YAYINA BAŞLA ARTIK!

Beyaz Show’un (Kanal D) kamera arkası ekibi bir harika. İrem Derici’nin aşırı zayıflamasına gönderme yapan Eypio şarkısı ve klip enfesti... Yüzümüzü güldüren şeylere omuz vermekte fayda var. Beyaz’ın ekibi o omzu hak ediyor. Bu arada sevgili kardeşim Beyazıt şu konuk bilgilerini bir ezber etsen artık... Acayip soru çıkaracak malzeme var. Okuyup geçince söz de su oluyor. Yine de seni özlüyoruz, şu canlı yayınlarını başlat artık!

 

 İkinci bölümde düzeldi ama...

 

 Yıldızlar Şahidim (Star TV) final haberini verir vermez izleyicisini de kaybetti. Bu haftaki reytingleri hakikaten çok düşüktü... Bu arada ikinci bölümde toparlamaya başlayan Dayan Yüreğim bu toparlanma halini izleyiciye yansıtamamış olmalı ki, o da reytinglerde güldürmedi... FOX yönetiminden ricam birkaç bölüm sonra burnunu kaldıracağını düşündüğüm bu iş için erken karar almamaları. Bunu bir şey bildiğimden değil, işi sevdiğimden söylüyorum!

 

 Nostalji derken?

 

 Arşiv dizilerine takıntılı olan okurumuz Cüneyt Tan soruyor; “Showmax Türkiye, a2, teve2 gibi kanallarda yayınlanan yerli diziler seyirciye ‘unutulamayan, özlenen ve izlemeye doyulamayan nostaljik diziler’ olarak sunuluyor. Bu şaka mı? Yayınlanan dizilerin çoğu en fazla 10 küsur senelik ve hepsi de binlerce kez tekrar edildi. Yani seyircinin hayatından hiç çıkmadılar... Ayrıca bu kanallarda yayınlanan sözde nostaljik diziler bittikten sonra aynı kanalda yeniden başa sarıyor, bitiyor ve yeniden başlıyor... Asıl nostaljiyi bağrında saklayan TRT, arşivini açsın da senelerdir beklenen Hayat Ağacı, Yalan Rüzgarı, Sekiz Çocuklu Aile gibi yabancı ve yerli dizileri izlesek. En azından nostalji sıfatının hakkını vermiş olmaz mıyız?”...

 

 Kemal öldü yaşasın Onur!

 

 Beni Affet (Star TV) dizisinde bir önceki esas oğlan Kemal vefat edeli uzun yıllar filan olmadı... Sezonlar boyunca “Kemal’siz yaşayamam” deyip ağlamaktan helak olan esas kızımız Bahar ise yeni sezonda başka bir adama, Onur’a aşık olup evlendi... Şimdi de “Onur’suz yaşayamam” diyen Bahar mucize eseri artık çok mutlu ve yüzü gülüyor. Kemal ile beraber olduğu süre içerisinde ağlama rekoru kıran Bahar’ın gözyaşları dinmiş durumda ey komşular! Hatta Onur’la bir bebek çalışması içine bile girmiş durumdalar ki, hay maşallah nazar değmesin. Gerçi maşallah dediğimiz 40 günü görmüyor ya neyse; meselenin gerçekten haber değeri olduğu için atlayamadım, atlayamazdım. Duymayan kalmasın e mi?

 

 Yeni bir Asmalı Konak mı?

 

 İkinci bir Asmalı Konak vakası mı diye düşünmeye başladım. Çünkü İstanbullu Gelin (Star TV) dizisinin ikinci tanıtım filminde kızımız Aslı Enver, Özcan Deniz’in kanatları altında başka bir şehre doğru yola çıkıyor... Dilerim o şehir bize Asmalı Konak görüntülerini hatırlatmaz. Gerçi menzilin Bursa olduğunu biliyorum ama oradaki Kızık konakları da Kapadokya’yı aratmaz hani... Neyse, çağrışım yaptı; kafadan şerhimi düşmek istedim!

 

 Hanımlı beyli olmuyor!

 

 İntikam Vakti (TV8,5) dizisi oya gibi işlenmiş hikayesi, gerçek hayata uygun bir intikam ve dram anlatımıyla abartıya kaçmayan, eli yüzü düzgün bir pembe dizi... Malum bizdekiler entrikanın da trajedinin de suyunu çıkarıyorlar ama “Bu iş nasıl yapılır?” sorusunun yanıtı sekiz buçuk adım ötelerinde duruyor. Neyse... Konu başka. Bahsettiğim bir yabancı dizi. Dolayısıyla tercüme gerektiriyor. Ama tercümedeki unvanlar hakikaten komik. Misal, Rita Hanım ya da Vicente Bey gibi örneklerle özeti geçeyim... Hani olur olmaz yerlileştirme modası yabancı dizilerde ortaya çok saçma sonuçlar çıkarabiliyor. Böyle hanımlı beyli hitap halleri çok da hakikatli olmuyor!

 

 

ALİ EYÜBOĞLU - MİLLİYET

AVATAR ATAKAN ARTIK BAŞROLDE

Tims’in sahibi Timur Savcı’yla Bi Yapım’ın sahibi Burak Sağyaşar’ın ortaklığında kurulan Tims & B Productions’ın ilk dizisinin cast çalışması sürüyor. Ethem Özışık’ın senaryosunu yazdığı, yönetmenliğini Yağız Akaydın’ın yapacağı dizinin adı - şimdilik - ‘Özel Kuvvetler’...

 

Özel Kuvvetler’de görevli bir üsteğmenin, nişanlısının teröristler tarafından öldürülmesiyle, intikam yemini etmesinin ardından yaşananları ekrana taşıyacak dizinin erkek başrol oyuncularından biri, geçen yılın ‘Survivor’ birincisi Avatar Atakan. Dövüş sporcusu Çağan Atakan Arslan (Avatar Atakan), daha önce de birkaç dizide oynamıştı. Ancak Avatar Atakan’ın, Tims&B’nin ilk dizisindeki rolü önemli. ‘2016 Survivor’ şampiyonu, bu dizide terör örgütüne karşı savaşacak Özel Tim’in askerlerinden birini oynayacak. star TV için çekilecek dizinin diğer erkek başrol oyuncusu ise Tolga Sarıtaş. Dizinin baş karakterlerinden Doktor Hande’yi canlandıracak oyuncuyla diğer rollerdeki isimler cast çalışmaları sonunda belli olacak.

 

HOLLYWOOD’DA VE BİZDE OYUNCULARIN SET HALİ!

 

Garantikoza Sofya Open ATP 250 Tenis Turnuvası için gittiğim Sofya’dan dönüşte Will Smith’le yapılmış bir söyleşi okudum Skylife dergisinde. Smith’in, ‘Collateral Beauty’ (Gizli Güzellik) adlı son filminde Keira Knightley, Edward Norton, Kate Winslet ve Helen Mirren gibi oyuncularla çalışmanın nasıl olduğuna ilişkin soruya verdiği yanıt şu: “Helen Mirren, ‘Karavan kullanılmayan set burası’ derdi. Çekim aralarında bile kimse karavanına girmez, herkes sette kalır ve sohbet ederdi. Sahneleri biten oyuncular bile sette kalıp diğer oyuncuların çekimlerini izlemeye devam ederdi.

 

Ailelerimiz de bizimleydi.”

 

Helen Mirren kim?

 

Oscar, BAFTA, Emmy, Altın Küre ve SAG; almadığı ödül kalmayan bir oyuncu.

 

Mirren ayarında bir şöhret var mı bizde?

 

Yok.

 

Yıllarca film ve dizi setlerine gitmiş biri olarak bizdeki durumu özetleyeyim.

 

Bizim oyuncuların çoğu, iki çekim arasında ya kendi karavanlarında ya da cep telefonlarının esaretinde...

 

Çoğu oyuncu, “Çekim bitse de gitsem” derdinde.

 

Helen Mirren’in anlattığı tabloya pek rastlanmaz bizim setlerde.

 

TRT RADYO 1’DEKİ TEZHİP SANATÇISI

Kanal ararken TRT Radyo 1’deki  tezhip sanatçısı bir kadın, yaptığı işi,  yurt dışında gördüğü ilgiyi öyle güzel anlatıyordu ki, Maltepe’den Sabiha Gökçen’e kadar dinledim onu.

Bu süre zarfında programı yapan, konuğunun adını bir kere bile söylemedi. Allah’tan mevzu yemek yapmaya gelince konuk, “Eşim bana, ‘Münevver, yemek yapamıyorsun, ama tezhipte çok iyisin’ der” dedi de Google’dan öğrendim soyadının Üçer olduğunu... Programcılara, “Ara ara konuğun kim olduğunu söyleyin ki, kanal değiştirirken gelenler de öğrensin ismini” diyecek kimse yok mu TRT Radyo 1’de?

 

TÜRK TELEKOM’UN ÖDÜLÜ ‘SURVIVOR’

Yarışmanın çekimleri için Dominik’e gittiğim halde, Türk Telekom’un müşterilerine ‘Survivor’ promosyonu verdiğinden bilgim yoktu. The Brand Age adlı dergide okudum Türk Telekom’un ‘Survivor’ ile böyle bir  iş birliği yaptığını.

Türk Telekom, ‘Survivor Paketi’ kullanıcıları arasından yapacağı çekilişle kazananların bir kısmını ‘Birleşme Partisi’ için Dominik’e, bir kısmını da yarışmanın Kuzey Kıbrıs’taki finaline götürecekmiş; hem de ‘VIP konuk’ olarak...

Türk Telekom’un ‘Survivor ödülleri’ arasında ‘Efsane yarışmacılarla tanışma’,     ‘Survivor Panaroma’ programına katılma, imzalı tişörtler ve ‘Survivor’ın sembolleri de var...

Türk Telekom’un ‘Survivor’ rüzgarından yararlanma projesi başarılı bir hamle, ama işin PR’ını yapma konusunda da aynı becerinin gösterildiğini söylemek zor.


TÜRKİYE’YE GELMEKTEN ÇEKİNMEYEN ŞARKICILAR

Dünyaca ünlü birçok sanatçı ve sporcunun ülkemize gelmeye cesaret edemeyip, türlü bahaneler ürettiği bir dönemde, konser için gelenleri yürekten kutlamak gerek. ‘Hier Encore’, ‘Quand Je Vois Tes Yeux’ ve ‘Regarde-Moi’ gibi şarkıları hit olan Fransız şarkıcı Dany Brillant, Piu Entertianment’in organizasyonu kapsamında 18 Şubat’ta Zorlu PSM’de konser verecek. Türkiye’yi adeta ‘komşu kapısı’ yapan Goran Bregovic ile rock grubu Bijelo Dugme ise 25 Şubat’ta Volkswagen Arena’da sahne alacak.

 

YÜKSEL AYTUĞ - SABAH

EL ELE SONSUZLUĞA

Hiçbir dizide yoktu böylesine dramatik, bu denli insanı derinden sarsan bir final... Şu anda hikayelerini yazarken bile yüreğim sıkışıyor, ellerim titriyor.

Ülker ve Altan Çetin...

Emekli öğretmendiler. 50 yıllık evliydiler. Amansız hastalıklarla boğuşuyorlardı. Biriktirdikleri parayla güney sahillerinde lüks bir otele yerleştiler. Sonra iki ayrı not yazdılar. Biri adli mercilere, diğeri otel yönetimine...

Adli merciler için kaleme alınmış notta şöyle yazıyordu:

"Hiç kimsenin etkisi ve müdahalesi olmadan hayatımızı sonlandırıyoruz.

Bedenlerimizi 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne bağışlıyoruz.

Lütfen gereğini yapınız.

Çok mutlu bir yaşam sürdük.

Kimseyi yormadan, kırmadan, muhtaç olmadan gidiyoruz." Otel yönetimine de bir not bırakmışlardı:

"Yaşlılık ve hastalık sorunlarımızdan kurtulamıyoruz.

Bu nedenle hiç kimseye muhtaç olmadan gitmeyi seçtik. Yaptığımız şey için güzel otelinizden ve güler yüzlü personelden özür dileriz. Kalan paramızı personele dağıtın.

Diğer eşyaları ihtiyacı olanlara paylaştırmanızı rica ederiz." Notun yanına da 2 bin lira iliştirmişlerdi.

Sonra el ele tutuşup denize doğru yürüdüler. Sonsuzluğa...

24 saat sonra kıyıya vurmuş bedenleri yine 'yan yana' bulundu.

İntihar güzellemesi yapacak değilim elbet. İnsanın kendi canına kıyması büyük günah. Ama gördüm ki; hassasiyet, zarafet ve incelik de sebebi olabiliyormuş insanın. Ruhları öyle nahifmiş ki; hastalık süreçleri yüzünden hiç kimsenin, evlatlarının, torunlarının bile etkilenmesini istememişler.

Sessizce, zarafetle yürümüşler ölüme...

Üzerinde uzun uzun düşünülecek bir haberdi. İnsanı kendi kendine bırakan, 'Ne olacağım?' diye düşündüren satırlardı.

Pek çok anne-baba, evladını 'sigorta' gibi yetiştirir. Bana göre kendi yarınlarını güvence altına almaya yönelik bu 'proje', insan hayatındaki en büyük samimiyetsizliktir. 'Büyü, adam ol, yaşlılığımda bana bak...' Ama unutulan bir şey vardır.

Yetiştirdiğiniz çocuğun yüreğine eğer 'vicdan' enjekte edememişseniz, 'projeniz' suya düşmeye mahkumdur.

Çünkü sevgiyi, şefkati, vicdanı öğrenememiş ruhlar, ileride ne ana tanır, ne ata... Eminim, Ülker-Altan Çetin çifti, birer eğitimci olarak bu duyguyu evlatlarına, torunlarına sonuna dek öğretmişlerdir.

Ve yine eminim ki; evlatları, kendileri için yapılan bu 'fedakarlığın' altında şimdi eziliyor, gözyaşı döküyordur.

Evlatları kendilerinin yüzünden kötü gün görmesin diye hayatlarından vazgeçen bir anne-baba... Belki aşırı hassasiyet, belki gereğinden fazla nezaket... 'Fedakarlık' kelimesi bile bu yaptıklarını tam olarak karşılamıyor. İnsan kendini, bu olup bitene karşı borçlu hissediyor.

İşte bu nedenle, eğer hâlâ hayattalar ise sarılın ananızın, babanızın ellerine... Gözlerinin içine bakıp 'Seni seviyorum, hep seveceğim, her halinle' deyin. Ben şimdi kalkıp öyle yapacağım...

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13