Anılcan Tanrıyar yazıyor;
Gece 00.15’te içip içip instagram’da acayip paylaşımlar yap;
“Benden cidden korkun” diye!..
Dün gece böyle demiş ve devam etmiş:
“Ben günümü yaşıyorum, yarınımı düşünmüyorum. Ya ölürüm, ya kalırım. O yüzden doğrularımdan vazgeçmiyorum, yapmacık olamıyorum, neyse paylaşıyorum, teşekkürler, arada alkol alıyorum doğru!..”
Sonra mı?..
İçkiyi yine fazla kaçırmış olmalı ki...
Bu sabah yayına bile gelemedi Helin Avşar!..
Benim buna yorumum “Allah iftiracıları çarpar!..”
İşte arşivimizin onun sarhoş görüntüleriyle dolu olduğu, bu şekilde boşu boşuna arşivimizi işgal eden Helin Avşar’ın dün başına gelen de bu!..
Dün sabah, burada olmayan babamı(Los Angeles’teydi) benim yaptığım röportajlara konu edip, abuk subuk iftiralara devam ettiler!..
Hatta hatta, bar kapılarına bile uğramayan beni “Seni zor topluyorlar barlardan” demeye getirecek kadar neler dediler neler!.. Yuh!.. Her gün sabahın 9’unda kanala gelip, gece yarısı 2’de ancak çıkıp direkt eve dönen bana edilen lafa bakın!..
Helin ya bunları da alkolik yapmış ya da yanlarında oturduğu için kokusundan fazla etkilenmişler!..
Ne diyeyim, üzülüyorum, acıyorum.
Umursamak bile yanlış belki, dediklerini...
(Not 1: Babamın 3 yıl önceki halleri... Çok iyi bilirim ben bu halleri!.. İyi ki Allah kurtarmış babamı bu içki denen illetten... Yoksa ben bu yazıyı da yazamazdım. “Sen önce babana bak” deme imkanları da kalmadı yani... Tedavi olsunlar diyorum bu kişilere ya da babam gibi Allah’a sığınıp, 5 vakit namazında bir hayatı seçip bu illetten bir günde bile kurtarma şansları var ama belli ki onların gözü kapalı!.. Gözümle şahit oldum babamdaki bu değişime... Bu vesileyle sağ ol baba... Senin seçtiğin bu hayat tarzıyla, boynumuz dik, bu yazıları yazabiliyoruz 3 yıldır!.. Sen ne kadar bu tarz yazıları falan artık tasvip etmesen de(karışmıyorum ama senden büyüklerle tartışman doğru değil diye mesaj atmış), bize buraları emanet edip, bildiğimiz, inandığımız yolda yazı yazma şansı bulduğumuz için müteşekkirim. Ve uzatmayacağım tamam... Ama devam ederlerse iftiralara, daha da sertleşeceğim bunu da bilsinler, sen de bil baba... Ve aslında “şimdiki” babam gibi olmak gerekirse, aslında Allah’a havale etmek de yeterli, biliyorum!.. Allah onları da kurtarsın bu illetten demekten başka söze gerek yok belki de... Ama sabah programa bile gelemeyecek kadar içilen içkiyle, kurtarma imkanı da vermiyorlar yaradana...
Not 2: Benim UçanKuş TV’de sunduğum programın adı Gece Kuşu!.. Ama bu abiler-ablalar, beni de kendileri gibi barlarda sabahlayan gece kuşlarından sanmışlar!.. Sadece programın adı Gece Kuşu, bunu bile kavrayamamışlar!.. Yazık, aslında acınası komik!.. Müsaade etseler de birileri artık farklı olsun!.. Magazincilik, gece sabahlara kadar içip, edip sonra yorum yapmak değildir. Bu yüzden nefret ediyor bazı insanlar, haklı olarak magazin lafından ve magazincilerden!.. Ama farkında değiller!..)
