UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

TV YAZARLARINDAN SEÇMELER! "HANGİ ÇOCUK BENİM?"

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

TV YAZARLARINDAN SEÇMELER! "HANGİ ÇOCUK BENİM?"

MESUT YAR - POSTA

HANGİ ÇOCUK BENİM?

Kırlangıç Fırtınası’nda (FOX) Ülfet, dizinin başlangıcından beri ağabeyi Kudret’in yetiştirdiği Şahin ve Yusuf’tan hangisinin kendi oğlu olduğunu öğrenmeye çalışıyordu. O kadar çaba sonucunda Ülfet, bu gerçeğe tam ulaşmak üzereyken dizi final yaptı... Fazilet Hanım ve Kızları (Star TV) dizisinde ise Hazım Bey’in karşısına yıllar önce para karşılığında ona teslim ettiği oğlunu bulmak için geri dönen gizemli bir kadın çıktı. Pişman anne, Hazım’dan Sinan’ın mı yoksa Yağız’ın mı kendi oğlu olduğunu öğrenmeye çalışıyor. Elbette Hazım Bey de bu konuda Kırlangıç Fırtınası’nın Kudret’i kadar acımasız. Ülfet’e kısmet olmayan bu gerçek Fazilet Hanım ve Kızları dizisinde ortaya çıkan bu gizemli kadına kısmet olsa bari. Aynı acıları izlemekten de insanın içi acıyor vallahi!

 

Unutulmaz olabilecek mi?

Unutulmaz dizisinin esas adamı Serhan Yavaş uzun bir zamandır ortalıkta görünmüyordu. Oyunculuktan da çok haz etmediğini duyuyordum ama belli ki teklif cazip geldi... Atv’nin yeni dizisi Seni Kimler Aldı’da esas adam olarak yine karşımızda olacak. Bilmeyenler için role daha önce Yurdaer Okur’un düşünüldüğünü not düşelim. Okur kendi isteğiyle rolden vazgeçti. Hayırlısı... O değil de Serhan Yavaş’ın uğurlu bir ayağı vardır. Bakalım dizi Unutulmaz gibi unutulmazlar arasına girebilecek mi?

 

 Fİ’Yİ Çİ’Yİ Pİ’Yİ kim yayınlayacak?

Şimdilik Puhu TV platformunda yayında olan ve her sahnesinde internet dünyasının özgürlüğünü buram buram hissettiğimiz Fi’nin ikinci üç bölümü de görücüye çıktı... İşin ilginç olan tarafı şu. Dizi aynı zamanda büyük kanallardan birine satılmış. Grubu düşünürsek kimin aldığı da sürpriz değil... Asıl mevzu bu bir hayli cüretkar dizi açık kanallardan birinde yayınlanınca kuşa dönecek mi yoksa aynı cüretle resmedilecek mi? Bu sorunun da yanıtının sürpriz olduğunu düşünmüyorum ya, yine de sormadan edemedim

 

 Nasıl gözden kaçtı?

 

 Soru Lütfiye Canbulut’tan gelmiş; “İşte Benim Stilim (TV8) isimli programı izlerken dikkatimi çeken bir şeyi söylemek istiyorum. Duygu Çevik’e jüri yorum yaparken üzerinde sarı bir etek var. Fakat yerine geçerken üzerinde siyah bir pantolon görünüyor. Bu duruma gerçekten şaşırdım. Bu nasıl gözden kaçar anlamıyorum?” (10 Nisan tarihli yayından bahsediliyor.)

 

 BU DA BAYRAM DİLEĞİ!

Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Bana göre değeri her geçen gün biraz daha yüceleşen bir gün. Çocuklara bayram armağan eden vicdan sadece bizde var. Kutlu ve mutlu olsun... Gelelim işin çocuk kısmına. Beyazıt Öztürk ve Alişan belli ki ana kuzusu iki kardeşimiz. Kendilerine her mikrofon uzandığında sorulan soru da baygınlık verici şekilde net; “Ne zaman evleneceksiniz?”... Geçen akşam Beyaz’ı damatlıkla filan görünce aklıma geldi ve bir bayram dileği tutuyorum. Dilerim önümüzdeki günlerde her ikisi de evlenir ve çocukluktan(!) kurtulurlar. Son yirmi yılın en çok sorulan sorusu da böylece miadını doldurmuş olur. Hadi bakalım!

 

 Ver hafıza kaybını

Aşk ve Mavi (atv) dizisinde Mavi karakteri geçirdiği trafik kazası nedeniyle hafızasını kaybetti. Mavi, geçmişindeki herkesi hatırlıyor fakat Ali ile evlendiklerini hatırlamıyordu... Kendisini İstanbul’da yaşayan bekar bir kız olarak biliyordu. Ali de Mavi’ye kendini hatırlatmaya ve sevdirmeye çalıştı... Yine ve yeniden dizilerimizde aynı noktaya geliniyor. Kiraz Mevsimi (FOX) dizisinin Öykü’sü dahil olmak üzere kendi kocasını hatırlamayan Kalbimdeki Deniz (FOX) dizisinin Fikriye’sine kadar hep aynı hafıza kaybı hikayeleri... Yeni bir şey üretemeyen senaristler için en kolay kaçış yolu bu sanırım. Ancak bizde çok şükür hafıza yerinde olduğu için sormadan edemeyeceğiz; “Nereye kadar?”...


YÜKSEL AYTUĞ - SABAH

ATATÜRK EĞER TV’DEKİ ÇOCUKLARI GÖRSEYDİ...

Bugün 23 Nisan... Çifte gazi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kurulduğu, egemenliğin kayıtsız şartsız milletin eline geçtiğinin belgelendiği, Atatürk'ün çocuklara bayram hediye ettiği gün...

Düşündüm de, eğer Atatürk'ümüz bugün hayatta olsa, televizyondaki çocukların durumunu görse; neler hisseder, neler yapardı?

Örneğin, minik Aylan'ın Ege sahillerine deniz yıldızı gibi vurmuş minicik bedenini görseydi... Suriye'de Esad'ın kimyasal bombasıyla vurulan minik bebeğin, boğulup ölmeden önce kameraya o son umutsuz bakışını izleseydi...

Ya da tahta başında Latin harflerini bizzat öğrettiği o insanların torunlarının sınavlarda sapır sapır döküldüğü ülkesinin eğitimde neredeyse dünya sonunculuğuna oynadığını bilseydi... Bir çocuğun sınava sadece bir dakika geç geldiği için içeri alınmayıp kaldırıma yığılmasını, orada hıçkırıklara boğularak hayatına kahretmesini seyretseydi...

Peki ya haber bültenlerindeki çocuk cinayetlerini izlerken mavi gözlerinden yaşlar süzülmez miydi Ata'nın? Üç günlük bebeğini hiç düşünmeden Haliç'in buz gibi sularına fırlatan vahşi anneyi görseydi... Veya yasak ilişkisini öğrendi diye birlikte olduğu kadının minicik evladını gün boyunca servis minibüsünün bagajında elleri, ayakları, ağzı kapalı gezdirip gün sonunda da hunharca öldüren servis şoförünün Türk olduğunu bilseydi?

Ya dizilerdeki çocuk istismarına ne derdi Ulu Önder?

Sırf reyting damıtmak için toplumun çocuk zaafını acımasızca kullanan, çocukları bir kaçırtan, bir hasta eden, bir tacize, tecavüze uğratan o yapımcılara, yönetmenlere ne derdi?

Adım gibi biliyorum... Atatürk eğer televizyon çağına yetişip ekrandaki çocukların bu halini görseydi, eminim onlara bayram hediye etmek yerine, tüm dünyaya karşı topyekun bir 'İstiklal Savaşı' daha başlatırdı!

SİNA KOLOĞLU - MİLLİYET

BİTSİN YANİ!

‘Güldür Güldür Show’da bir skeçte vardı kömüre aşermek. Kayınvalide,

gelin ve damatla manavın önünde görüldü. Hamile gelinin canı kokonat çekti, kayınvalide araya girdi ve manava şöyle dedi: “Manav beyefendi benim kızım şu an aşeriyor, (...)

 

Aşermek kadınlar için çok önemlidir. Misal ben zamanında kömür aşerdim. Ama bana kocam getirmedi.”  Ev ahalisi; “Atmıyorlar, olabiliyor böyle tuhaf aşermeler” dedi.

 

EDEBİYAT DAHİSİ

Halk TV Kitap pazarlıyor, “Edebiyat dahisi Puşkin’den” diyor. Peki ya öteki yazarlar? Duyunca alınmadılar mı?

 

İŞSİZ AMA BEĞENİLİYOR

‘En Beğendiğiniz haber Spikeri’ araştırması yapılmış. İrfan Değirmenci dördüncü çıkmış. Malum şu sıralar işsiz. Demek akıllarda yer etmiş.

 

ÖDÜLLER YAĞIYOR!

Televizyon üzerine ödül vermek bir nevi Reklam ve pazarlama çalışması da oluyor. Okuldan dergiye, gazeteden şirkete, vakıftan belediyeye kadar geçtiğimiz yıl 20 ödül verilmiş. Bu vermedi, ötekinden alıyorsun. Kimse üzülmüyor, darılmıyor. Kimi ‘sosyal farkındalık’ demiş, kimi ‘Mimar Sinanlar’ demiş, kimi ‘Yılın Yıldızları’ , kimi ‘Demokrasi’ kimi de ‘Dijital Dünya En’leri’... Hani nasıl derler, ödül  almayana garip bakıyorlar! (Kaynak: Interpress Ajansı)

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13