ALİ EYÜBOĞLU
ASLI ENVER’İN ROLÜ KİME GİTTİ?
Başrollerini Burak Özçivit, Murat Boz, Aslı Enver ve Nazan Kesal’ın paylaştığı ‘Kardeşim Benim’in devam filmi 8 Temmuz’da “motor” diyecek.
‘Kardeşim Benim 2’de yıllar sonra birbirini tanıyan Ozan ve Hakan adlı kardeşlerin yeni maceraları beyaz perdeye aktarılacak. TAFF Pictures’ın çektiği filmin ilkinde olduğu gibi ikincisinde de Ozan’ı Murat Boz, Hakan’ı Burak Özçivit canlandıracak.
Bir süre önce Murat Boz’la yaşadıkları sorun yüzünden filmin devamında oynamak istemeyen Aslı Enver, bu kez kadroda olmayacak. ‘Kardeşim Benim’de Aslı Enver’in üstlendiği karakteri ‘Kardeşim Benim 2’de Lal Feray’ın oyuncu kızı Leyla Feray canlandıracak.
Aksiyon filmi çekecekler
TAFF Pictures, ‘Kardeşim Benim 2’nin dışında yine dizi yıldızlarını buluşturacak ve bir film daha çekecek. Senaryo çalışmaları devam eden ve yaz sonunda çekilmesi planlanan aksiyon filminde başrolleri Burak Özçivit’le Kerem Bürsin paylaşacak.
DÖVMESİNİ TAŞIDIĞI Tarkan’LA TANIŞTI
Eylül 2016’da yayınlanan ‘Bir Megastar Tarkan’ kitabımı okuyan şarkıcının hayranlarından biri, sosyal medya üzerinden şöyle bir talepte bulunmuştu benden: “Kalıcı dövmesini sırtına yaptıracak kadar sıkı bir Tarkan hayranıyım, ama şimdiye kadar kendisiyle tanışma şansım olmadı. Bu hayalimi gerçekleştirebilmem için bana yardımcı olur musunuz?”
Sırtındaki Tarkan dövmesinin bir fotoğrafını da gönderen Edirneli Sibel Pınar’ın bu isteğini sanatçının menajeri ve basın danışmanı Sevtap Küçükkaralar’a ilettim.
Sevtap, genç hayranını ilk fırsatta konsere davet edip, Tarkan’la tanıştırmaya söz verdi. Tarkan’ın sonbahardaki konserlerinde bu isteği yerine gelmeyince morali bozulan genç hayranı, bu kez muradına erdi.
Çünkü Sevtap Küçükkaralar, bu kez Tarkan’ın Harbiye konserlerine davet etti Sibel Pınar’ı... Küçükkaralar, sadece konsere davet etmekle yetinmeyip, kulise götürüp Tarkan’la tanışmasını da sağladı. Sibel Pınar, konser sonrası gece 02.00’de kuliste Tarkan’la çekilmiş fotoğrafı eşliğinde, teşekkür mesajı attı bana.
‘TÜRK MALI’ BİTTİ Mİ?
Mehmet Ali Erbil ve Şafak Sezer’in başrolünü paylaştığı ‘Türk Malı’ dizisi düşük reyting yüzünden bitiyor mu? Yapımcı Ali Gündoğdu ile konuştum. Gündoğdu,
“9 Temmuz Pazar akşamı ekrana gelecek 6’ncı bölümle sezon finali yapacağız. Eylülde kaldığımız yerden devam edeceğiz” dedi. Yorumcusu olduğum Beyaz TV’deki ‘Beyaz magazin’in canlı yayınına telefonla katılan Mehmet Ali Erbil, diziden ayrılma sinyali verdi: “Yazın reytingler ve Reklam düştüğü için maliyeti karşılamayınca ve yaz sonu Şafak’la film çekeceğimiz için ara verdik. Ancak hem dizi, hem Çarkıfelek, yoruyor beni.
O yüzden kanalla konuşup, affımı istedim, ama henüz vermediler.” Erbil, canlı yayında ayrıca star TV’de yayınlanan ‘Türk Malı’ ile özel bir anlaşma yaptığını da açıkladı: “Bölüm başına 30-40 sayfadan fazla senaryo yazılmıyor bana.
Şafak Sezer’de asıl yük. Ona her hafta 100 sayfa yazılıyor. O yüzden dizinin jeneriğinde onun adının önde yazılmasını istedim. Şafak, saygısından benim ismimin önde olmasında ısrar etti.”
GÜNÜN SÖZÜ
Tebessüm bedavadır; vereni üzmez, alanı mutlu eder. (Şems)
SİNA KOLOĞLU
NETFLIX YERLİ KAHRAMANIMIZI BULDU
O3 Medya Netflix için, İpek Gökdel’in romanı ‘Karakalem ve Bir Delikanlının Tuhaf Hikayesi’nin dizisini çekecek. O3 Medya, telif hakkı Onk Ajans’ta olan kitabı satın aldı. Netflix, neden bu projeyi tuttu?
Bizim kahraman
Kitap, referansını Osmanlı’dan alıyor. Ama günümüzde geçen ve bizde pek örneği olmayan bir süper kahramanın hikayesi.
Hollywood’un Marvel ve DC Comics karakterlerine yaslanıp, Spider-Man, Superman, Batman ve Wonder Woman gibi sürekli süper kahraman filmleri ürettiği bir dönemde, tamamen tarihimizde yer alan unsurlardan hareket ederek ortaya çıkarılan, yerli bir süper kahramanın hikayesini izlemek son derece ilginç olacak.
Ana karakter Yavuz
Romanın ana kahramanı Yavuz’un ataları, her Osmanlı padişahının olduğu gibi Yavuz Sultan Selim için de hazırlanan tılsımlı gömleğin dokumacıları. Ama padişah
için dokunan tılsımlı gömleğin kopyasını
dokuyup saklamışlar ve dua etmişler.
Günün birinde bu iki gömlek aynı ortamda bulunduğunda, padişahın güçleri diğerine geçsin diye. Yıllar sonra günümüze
gelindiğinde kahramanımız, sandıktan
çıkan diğer gömlekle Topkapı Sarayı’nı
ziyaret edince, dua gerçekleşiyor
ve süper güçlere sahip oluyor. İstanbul’u
ve dünyayı ele geçirmeye çalışan kötülerin
karşısına dikiliyor.
Çağatay Ulusoy doğru karar
Kahraman, 20’li yaşlarda, genç ve güçlü bir delikanlı. Eğer haberler doğruysa Çağatay Ulusoy bu rol için biçilmiş kaftan. Kitabın yazarı da kendisiyle yapılan söyleşide bunu dile getirmişti. Konunun uzmanı isimlere sordum. Çünkü, Kerem Bürsin de adaylardan biri olarak gösterilmiş.
ZENGİN HAYATLARIN KOMİK HALLERİ
‘Dolunay’ dizisi için ev ahalisi, ‘Kiraz Mevsimi’ ve ‘Çilek Kokusu’ gibi dedi, ama oturup
izlediler. Malum, yerli dizi uzunluğunda komedi bayıyor. Ferit (Can Yaman) ve Özge
Gürel, (Nazlı) sırıtmadan işi götürüyor. Dikkatimi çeken Fatoş rolündeki Öznur Serçeler oldu. Okullu oyuncu, sektörün komik kadın listesinde baş köşeye yerleşir.
YENİ BİR KEREM BÜRSİN OLUR MU?
‘Deli Gönül’de Tarık Özenbaş, (Şafak) okul sahibinin oğlu ama sorunlu ve isyankâr bir arkadaş. İlk bölümde edebiyat öğretmeni Mehmet Bey’e (Murat Ünalmış) atarlanma sahnesi, böyle bir izlenim doğurdu. Bu dizi, Tarık kardeşimiz için star yolunda yürü-
me başlangıcı olabilir. Kerem Bürsin’in ‘Güneşi Beklerken’deki halleri aklıma geldi.
MESUT YAR
Salı akşamları fazla sıcak
İki yeni yaz dizisi daha oldu. Dolunay (Star TV) ve Deli Gönül (FOX). Üstelik bir tanesi (Dolunay) çok ciddi bir reytingle listenin başına oturdu...
Bu arada yenilenmiş hikayesiyle topa yeniden giren “Adı Efsane” de (Kanal D) yarışta olduğunu kamuoyuna duyurdu...
Şimdi öncelikle şunu not düşelim; yaz aylarının en rekabetli akşamı salı olacak. Üç gençlik ve romantizm kokan iş var...
Zirve yer değiştirir mi bilmiyorum ama ilk sıralama şöyle; Dolunay, Deli Gönül ve bir parça geriden gelen Adı Efsane...
Affedersiniz ama durum budur!
Gülse Birsel’in sit-com yazacağını ve oyuncu Çağlar Çorumlu’nun da bu adreste olacağını yazdığımda bir takım medya siteleri “bayat haber” diye artistlik yapmışlardı...
Dün Gülse Birsel, Hürriyet’teki köşesinden her lafına “yazıldığı gibi” diyerek başlayınca hepsi boğazına dut kaçmış bülbül gibi nefessiz kaldı. Ben artistlik yapmayın demiyorum, yapın ama hobi olarak yapın. Alimallah bu sayfadan size her daim taze ekmek çıkar, bayat çöp değil!
UYUMU YENİDEN GÖRECEK MİYİZ?
Benim, Paramparça’yı yönetirken iç geçirerek takip ettiğim Cevdet Mercan kardeşim Karga Seven Türkiye şirketinde üretilecek dizilerin kreatif direktörü olmuş...
Erkan Petekkaya’nın yeni sezonda yayınlanacak dizisinin de yönetmen koltuğuna oturmuş...
Ben yönetmen ve oyuncu uyumunun reytinglerde hep artı değer yarattığına inananlardanım. Cevdet Mercan, Paramparça’dan ayrıldıktan sonra bunun ispatını görmüştük...
Şimdi yeni bir başlangıç zamanı. Uyumu yeniden göreceğimizi düşünüyorum!
Önden gösterdik de...
TV izleyicisi, ön gösterim adı altında uzun bir fragmanı izleme hikayesiyle de tanıştı. Deli Gönül (FOX) yayından iki gün önce başlayan ön gösterimlerle seyirciyle arasını ısıttı...
Bu ön gösterim işine asla karşı değilim ama her bölümde yapılamayacak kadar zor bir iş. Neden derseniz bizde genelde özeti geçilen işlerin yüzüne bakılmaz. Az çok ne olacağını bilen izleyicinizi ellerinizle rakibinize teslim edersiniz. Bir de bu açıdan düşünün derim!
Haziran kimleri üzdü?
Haziran ayında diziler mayıs ayındaki kadar izlenmemiş. Yani reytinglerde karşılaştırılma sonucunda ortaya çıkan bir düşüş var. Interpress araştırmasında bir önceki aya oranla reytingini yükselten sadece beş dizi gördüm...
Şevkat Yerimdar (FOX), Vatanım Sensin (Kanal D), İçerde (Show TV), İstanbullu Gelin, Fazilet Hanım ve Kızları (Star TV)...
Bu arada en çok izlenen diziler listesine Star TV toplam izleyicide 6, AB izleyicide ise 7 dizi sokmuş. Onu takip eden FOX’un ise dörder dizisi var!
Nereye gidiyor?
Türk Sineması izleyicisi salon bazında kendini yüzde 10 aşağı çekmiş. Yani izleyici filmi sinemada değil TV ekranında takip etmeyi tercih etmiş...
Bir dönem “Türk Sineması aldı başını gidiyor” diyenler vardı. Bu istatistikler sonucunda doğal olarak “nereye?” diye sormak geliyor içimden...
Yanıtı da yukarıda verdim zaten. Film başına 300 bin ila 1 küsur milyon yayın hakkı parası veren TV ekranına doğru. Bu arada son on yılın en çok konuşulan işinin Recep İvedik olduğunu ekleyelim. En çok izlenen filmi olduğu gibi!
MEVLÜT TEZEL
Otomatik mesajla sosyal medya yönetilmez!
Prof. Dr. Deniz Ülkü Arıboğan, önceki gün Twitter'dan MNG Kargo'ya şu tweet'i attı: 'Bravo @mngkargo, 22 Haziran'da İstanbul'dan G.Antep'e bayram için yolladığım badem ezmesi bugün alıcıya ulaşmış. Şimdi çöpte! Tebrikler!' MNG Kargo Destek Hattı'ndan da şu yanıt geldi: 'Merhaba, iletişim bilgilerinizi DM üzerinden ilettiğinizde size memnuniyetle yardımcı olabiliriz. Teşekkürler.' Bu yanıt, otomatik mesaj aslında. Ama Arıboğan da şu tweet'i atarak otomatik mesajın ayarını bozdu: 'Boşverin DM'yi. Yaşlılar badem ezmesi sever; @Darulaceze'ye 10 kutu badem ezmesi yollayın; barışalım.' Bu tweet'ler sosyal medyada yayılınca MNG otomatik mesajı devre dışı bıraktı ve normal bir insanın yazdığı tweet'le olayı tatlıya bağlandı.
Sadece MNG Kargo değil, birçok şirketin sosyal medya iletişiminden anladığı; otomatik mesaj. Halbuki artık birçok insan 'DM'den size ulaşalım' demeyi samimi bulmuyor. Ve genelde de DM'den sorunlar zor çözülüyor, bazen hiç çözülmüyor.
Müşteriler de çareyi markaların CEO'larına, yöneticilerine yazmakta buluyor. O zaman sorununuzla anında ilgileniyorlar. Markalar az eleman çalıştırma derdindeler ya da sosyal medya ajansları az editör çalıştırıp otomatik mesajla durumu idare etmeye çalışarak müşterilerini kandırıyorlar.
Ve böylece sosyal medyanın aynı zamanda markaların imaj yönetim alanları olduğu görmezden geliniyor. Halbuki sosyal medyada yazılan olumuz bir mesaj anında çığ gibi büyüyor, kriz yönetilemeyince markaların imajları büyük zarar görüyor.
Markasına değer veren, otomatik mesaj yazmaz!
O farklı bir jöndü
Yeşilçam jönlerinden usta aktör Hakan Balamir, 72 yaşında hayatını kaybetti. Balamir, uzun süredir mücadele ettiği KOAH hastalığı nedeniyle bir süredir nefes almakta zorlanıyordu. Bir dönem Lütfi Akad, Atıf Yılmaz, Süreyya Duru ve Memduh Ün gibi efsane yönetmenlerin vazgeçilmez oyuncusu olan Balamir'in; az konuşması, sert mizacı, kaba sakalı ile diğer jönlerden farklı bir havası vardı. Salon filmlerinin sinekkaydı tıraşlı jönlerine alışkın Yeşilçam seyircisi, saç-sakaldan yüzü görünmeyen Balamir'i perdede izleyince şaşırırdı. Onu farklı kılan da diğer oyunculara göre sıra dışı fiziki görüntüsünü üstün oyunculuk kabiliyetiyle birleştirmesiydi. Rahmetli, haşin sevişme sahneleriyle de hafızalarda yer etmişti. Böyle sıra dışı bir oyuncunun uzun yıllar sinemaya uzak kalması, dizilerde oynamaması, medyada gündeme gelmemesi de Türkiye'de sinema ve dizi sektörünün vefasızlığın göstergesidir. Artık Balamir'den geriye '14 Numara', 'Bez Bebek', 'Diyet', 'Göl' gibi birçok unutulmaz film kaldı. Güle güle büyük oyuncu.
O caps’ler silindi
Futbol taraftarlarının caps savaşları transfer döneminde de devam ediyor. Bir takım flaş bir transferin eşiğine geldiğinde, hemen rakip takım taraftarları 'Onu alamazsınız' diye dalga geçen caps'ler hazırlıyorlar ya da hazırladıkları caps'leri transferin gerçekleşmediği anlaşılıncaya kadar bekletip sonra paylaşıyorlar.
Bunun en komik örneği; Beşiktaş'ın Portekizli yıldız Pepe transferinde yaşandı. Fenerbahçeli, Galatasaraylı taraftarlar, Beşiktaşlılar'a 'Siz Pepe'yi çizgi filmde izlersiniz, alamazsınız' diye caps'ler hazırlamıştı. Şimdi o caps'ler silindi.
Akıllı telefonlar aptal yapıyor
Dünyanınhalleri.com'da akıllı telefonların insanları 'aptal' yaptığını savunan bilimsel bir araştırmanın verileri paylaşıldı. Teksas Üniversitesi araştırmacıları; 500'ün üzerinde öğrenciyi, zeka ve hafıza seviyesini ölçen testlere tabi tutmuş. Araştırmacılar, öğrencilerin bir kısmına telefonlarını masaya koymasını söylerken bir başka grubun ise cep telefonları başka bir odaya götürülmüş. Testler sırasında tüm telefonlar sessiz konumdaymış.
Katılımcılara uygulanan hem zeka, hem de hafıza testi sonuçlarına göre; telefonları diğer odada olan katılımcıların diğerlerine oranla çok daha başarılı olduğu ortaya çıkmış. Araştırmacılar bu durumun sebebini şöyle açıklıyor:
'Telefonun yakında olması, direkt olarak zihnimizi etkilemese bile, dikkat dağıtma potansiyeli ile kendimizi işimize veremememize sebep oluyor. Zihnimizin bir bölümü dikkatin dağılmamasına konsantre olduğunda performans düşüyor.'
BILL GATES YASAKLAMIŞ
Akıllı telefonlar, tabletler, sosyal medya vs.; hayatımızın vazgeçilmezleri arasında.
Hepsinin faydaları saymakla bitmez ama her yeni araştırma telefon ve sosyal medyanın zararlarını ortaya koyuyor. Zihnimizin bir bölümü, akıllı telefonların tutsağı olmuş durumda.
Tablet ve cep telefonlarının çocuklara olan zararları ise daha fazla. Oyun ve sosyal medya bağımlığı çocukların eğitim sürecine, yaratıcılıklarının ve hayal güçlerinin gelişimine zarar veriyor. Daha önce de bir yazımda aynı örneği verdim:
İnternet teknolojisinin merkezi Silikon Vadisi'nin yöneticileri, çocuklarını teknoloji girmeyen okullara gönderiyor.
Microsoft'un kurucusu Bill Gates, üç çocuğuna 14 yaşına kadar cep telefonu kullanmalarını yasaklamış. Gates evde, yemek masasında telefon kullanmayı da yasakladığını, en küçük çocuğunun akşam ne kadar ekrana baktığını da kontrol ettiğini söyledi.
Google'ın üst düzey bir iletişim bölümü çalışanı olan Alan Eagle, New York Times'a yaptığı açıklamada, "Beşinci sınıfa giden kızım henüz Google kullanmayı bilmiyor. Bunun yerine sınıfındaki diğer çocuklar gibi dikiş becerilerini güçlendirmeye çalışıyor. App uygulamasının ya da iPad'in; çocuğuma okumayı ya da matematiği daha iyi öğreteceği fikri çok komik" dedi. İşin ironik tarafı ise Bill Gates, Alan Eagle gibiler bugün bizleri küçücük ekranlara tutsak eden teknolojiyi geliştiren insanlar. Bir bildikleri var ki, belli bir yaşa kadar çocuklarına cep telefonunu, interneti yasaklıyorlar ya da sınırlı kullanmalarına izin veriyorlar!
