UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

HAVA GÜZEL, HERKES TATİLDE, HER YER BURAM BURAM AŞK KOKUYOR...

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

HAVA GÜZEL, HERKES TATİLDE, HER YER BURAM BURAM AŞK KOKUYOR...

MESUT YAR

 

Dost acı söyler

Endemol Shine Türkiye iflas etti. Yabancı bir yapım şirketinden bahsediyoruz. Paramparça dizisinden tutun da Var mısın Yok musun? gibi efsane formatların sahibinden yani. Şirket yüklü borçları nedeniyle iflasını istedi...

Şimdi gelelim gerçeklere. O her sezonun başında haber değeri olduğunu varsaydığımız ama oyunculara daha çok kazandırmaktan başka bir halta yaramayan “filanca isim bölüm başı 120 bin TL’ye yeni diziye imza attı” üflemeleri var ya, bu sektörün sonu olacak...

Bölüm başı 100 bin liraya rol kesenler, 7/24 çalışıp aylık üçbin liraya evine ekmek götürmek isteyenlerin rızkına kan doğrayacak...

Ve bölüm başı bir milyon lira maliyetleri aşıp da bütçesinin yarısı kadar para toplayamayan o anlı şanlı diziler Türkiye’yi “parlak bir pazar olmaktan” hızla uzaklaştıracak...

Bu kehanet filan değil, anlayış ve sistem astronomik odaktan sıyrılmazsa astronot olup dünyamızdan ayrılacak! Net.

GÜLE GÜLE GALİP AĞABEY

Son olarak “Acayip Hikayeler” (Star TV) isimli diziyle TV işine girmişti. Ama onu ben bir kuşağın hayal dünyasını harekete geçiren, fantezi açılarını genişleten “roman çizer” olarak hatırlayacağım...

Yaptığı işlerin içinde ciddi bir hayal dünyası vardı. Hikayelerinden havsalamıza dolan korku ve kaygı duygusu da unutulur gibi değildi. Bir dönem beni uzaylıların varlığına bile ikna etmişti...

Nitekim fantezi dünyamızın esrarengiz kralı Galip Tekin, geçtiğimiz gün tekin olmayan öykülerini de yanına alıp bu dünyadan göçtüğünde gençliğimize de “hoşça kal “ demiş olduk. İki kere başımız sağ olsun...

VAZGEÇEMEDİĞİM ÇEREZİM

Yeni diziler hakkında hemen her şeyi yazdık. İzlemekten keyif aldığımız dizi tekrarlarını da atlamayalım. Mesela ben kendi adıma küçük bir liste çıkardım. Bu yaz ekranında olmasından hoşlandığım birkaç dizim var. Hiçbirini kaçırmıyorum. Kiralık Aşk, Akasya Durağı, Maral, Geniş Aile, İstanbullu Gelin, Benim Annem Bir Melek ve Yüksek Sosyete! Biliyorum “aman hepsinden gına geldi” diyenleriniz de vardır. Yok be, boşlukta çerez niyetine gidiyorlar işte...

Analı oğullu lezzetler...

Kanal D hafta içi sabahlarını yeni bir formatla dolduruyor. Bu bir yemek programı. Dikkat ederseniz ekranın en ölümsüz formatları mutfakta geçenler...

Evim Lokanta isimli yeni programı genç bir şef olan Burak Zafer Sırmaçekici sunacak. Ama mutfakta yalnız değil, annesiyle birlikte olacak...

Böylece tuzu fazla kaçırdığında, soğanı gereksiz karamalize ettiğinde, domatesi pazardan pahalıya aldığında annesi bir kepçe tutar gibi genç şefin kulağından tutacak...

Ben böyle analı çocuklu işleri seviyorum. Bir dönem Batuhan Piatti ve annesi Donatella buna benzer bir şeyler yapmışlardı. Batuhan o programdan sonra uçtu. Bilmeyenler için notunu düşelim!

Kimler mi aldı?

Ve Seni Kimler Aldı isimli dizi sona erdi. atv’nin yaz boyunca avans verdiği yegane işten bahsediyoruz. O avansı biraz hor kullandı. Daha doğrusu izleyiciyle bağını tutturamadı...

Bana kalsa tek başına Serhan Yavaş bile diziyi sürüklüyordu. Ama işte o tek başına hali artık hiçbir işi kurtarmıyor. Fark ettiyseniz TV dünyasında avanslar artık çok çabuk suyunu çekiyor. Geçmiş olsun!

Hayat Güzeldir be yahu!

Show TV’nin gündüz kuşak programı Hayat Güzeldir’i pür dikkat izliyorum. Size biraz tuhaf gelebilir ama ben bir erkek izleyici olarak böyle renkli programlara bayılıyorum. Mesela hiçbirinde kurgu yok. Hayat neyse resim de o. Çoktandır birbirimize “Hayat Güzeldir” diye fısıldamadığımızı da hesaba katarsak, yılların deneyimli ismi Esra Harmanda’dan bu tespiti sesli duymak keyifli oluyor...

Yaz aylarında iş üretmek yerine tekrar tüketmekle uğraşan tüm kanalları, hayatı boş vermemeye çağırıyorum. Çünkü çalışan kazanıyor!

 

OYA DOĞAN

Dolunay’da kimya yaratılmalı

No Dokuz Productions- Yağmur Ünal’ın yapımcılığını, Çağrı Bayrak’ın yönetmenliğini, Ayşen Günsu Teker, Fikret Bekler, Elif Özsüt’ün senaryosunu, Cem Tuncer, Ercüment Orkut, Efecan Tuncer’in müziklerini üstlendiği

Dolunay, salı akşamı Star TV’de başladı. Özge Gürel, Can Yaman, Hakan Kurtaş, Necip Memili, Öznur Serçeler, Türkü Turan, İlayda Akdoğan, Berk Yaygın, Balamir Emren, Alara Bozbey, Yeşim Gül, Irmak Ünal, Mert Yavuzcan ve Alihan Türkdemir’in rol aldığı dizi; Tüm Kişiler’de 5.45, AB’de 3.90, ABC1’de 4.38 reytig alarak tüm gruplarda zirveye oturdu. Nazmiye ya da Nazlı ve Ferit’in Yeşilçam’a selam gönderen tanışma ve aşık olma hikayesini anlatan Dolunay’ın duygusunu sevdiğimi itiraf etmeliyim. Aslında çok bilindik bir hikayeyi, üstelik de bildik bir rejiyle izledim ama eğlendim. Bu mevsim romantik komedilere izleyicinin şans verdiğini bir dönem. Çünkü hepimizin algısında yaz demek eğlence demek! Hava güzel, herkes tatilde, her yer buram buram aşk kokuyor. Ekranda da bunu romantik komediler karşılıyor. Dolunay bu anlamda Yeşilçam ve Kiralık Aşk birleşimi duygusuyla seyirciyi ilk bölümden yakaladı.

Öykü’den farklıydı

Nazmiye ama arkadaşları arasında Nazlı, aşçıdır. Eve katkıda bulunmak için bir titizlik hastasının evinde özel aşçılığa başlar. Ancak kurallar ağırdır. Mutfaktan bir adım bile ileriye geçmeyecektir. Patronu Ferit Aslan’ın nedenini bilmediğimiz katı kuralları vardır. İkili, birbirlerine not vererek anlaşırlar. Tanıştıktan sonra da aralarını Ferit’in yeğeni Bulut yapar. Çünkü herkesin yanında katı kurallara sahip olan Ferit, bir tek Bulut için yelkenleri suya indirir. Bir Japon davetinde karşılaşan Ferit ve Nazlı yakınlaşır. Finalde Ferit’in Nazlı’ya “Bana yakınlaşmak için çok çabaladın. İstediğin oldu, hadi içeri girelim” demesiyle Nazlı şoke olur ve ilk bölüm sona erer. Özge Gürel, yakın arkadaşım ama onu en çok eleştirenlerden biriyimdir. Her zaman açık açık eksik gördüklerimi söylerim. Dizi bittiğinde mutlu oldum. Çünkü hayalleri olan, umudundan hiç vazgeçmeyen, sorumluluk sahibi Nazlı’yı sahiplenmişti. Kiraz Mevsimi’nin Öykü karakterinden farklıydı. Zaten bu dizide en önemli sınavı da buydu. Bence bu sınavı geçmişti. Can Yaman, buzlar kralı Ferit’e bürünmüştü. Ama Ferit’e birazcık daha cool tavırlar yüklerse çok daha doğru bir Ferit Aslan karakteri ortaya çıkacaktır. Bir de Nazlı ve Ferit karakterinin aşk sahnelerinde,iki oyuncunun kimyası biraz zayıftı. Bu aşk için yönetmen Çağrı Bayrak’ın oyuncularla biraz çalışması gerekiyor.

Neden buzlar kralı anlatılmalı

Öznur Serçeler’i seviyorum. 10 numara arkadaş rolünün hakkını vermişti. Hakan Kurtaş hikayeye aslında ikinci bölümde dahil oluyor. Ferit’e büyük rakip olacak gibi görünüyor. Aslında senaryonun en büyük zaafı; Nazlı karakterine bir dünya yaratılmışken Ferit karakterinin dünyası sadece ev üzerinden anlatılmıştı. Bu da o karaktere yakınlaşmamızı zorlaştırdı. Birkaç ofis, aile yemeği sahnesiyle geçiştirildi. İlerleyen bölümlerde Ferit’in neden buzlar kralı olduğuna dair düğümler atılmalı ve her bölüm açılmalı. Ayrıca toplantısına geç kalmamak için helikopterle gelen Ferit Aslan’ın ne ofisi, ne de kostümleri o dünyayı anlatıyor. Can Yaman’ın daha koyu renkler giymesini tavsiye ederim. Ezcümle; Dolunay iyi başlangıç yaptı. Bu ay böyle devam edeceği de aşikar! Ekranın romantik komedi ihtiyacını karşılıyor. Ama hem hikaye, hem reji, hem oyunculuk performansları, hem kostüm, hem de sanat yönetiminin uzun soluklu olmak için biraz daha çaba sarf etmesi gerekiyor. Herkesin emeğine s

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERtv yazarları