UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

BEREN SAAT O FİLMDE OYNAYACAK MI?

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

BEREN SAAT O FİLMDE OYNAYACAK MI?

ALİ EYÜBOĞLU

KOCAELİ VE SAKARYA’DA 15 TEMMUZ’UN YILDÖNÜMÜ

Hafta sonu Kartepe’deydim. 15 Temmuz’un birinci yılında önce Kocaeli’ne gittim, ardından Sakarya’ya… Çünkü FETÖ’cülerin hain darbe girişiminden sonra meydanlarda başlayan “Demokrasi nöbetleri”nde sıkça uğradığım iki yerdi Adapazarı ve İzmit… İki şehrin meydanlarında bir yılda neler değiştiğini görmek istedim.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’da yaptığı konuşmayı TV’den izledikten sonra dışarı çıktım ve ilk olarak Kocaeli’ne gittim.

Kocaeli Milli İrade Meydanı’ndaki etkinlik alanının etrafının güvenlik bariyerleriyle çevrili olması, polisin alana girenlerin üstünü tek tek aramasını beğendim.

Sakarya’daki etkinlik alanının bir kısmı güvenlik bariyerleriyle çevriliydi, ama içeri girerken polis araması yoktu.

İki şehirde de “Demokrasi nöbetleri”nde olduğu gibi her yaş grubundan ve kesimden insan vardı. İzmit’teki kalabalık daha coşkulu ve gençler ağırlıktaydı. İzmit’teki gösteri alanının zemini beton, Sakarya’dakinin ağırlıklı olarak çimdi. O yüzden Sakarya’da, İzmit’ten farklı olarak parkta çadır kuranlar, piknik yapanlar, alanın etrafında tezgah açıp takı, kolye, bayrak, tişört satanlar vardı.

Cumartesi akşamı ekranlardan yansıyan, Kocaeli ve Sakarya’da gördüklerimden sonra diyeceğim şudur:

27 Mayıs’tan 12 Eylül’e askeri darbelere karşı koymayan Türkler, 15 Temmuz’da diriliş destanı yazdı ve bundan böyle Türkiye üzerinde oyun planlayanlar da FETÖ’cülerle aynı akıbeti yaşayacaktır.

HEPSİNİN ADRIANA’SI VE METİN HARA’SI VAR

Alaçatı’da “Acı Tatlı Ekşi” filminin oyuncularıyla akşam yemeğindeyiz… İlerleyen saatlerde, filmde oynamayan, ama oynayanlarla arkadaş olan genç kuşağın iki oyuncusu da katıldı aramıza

Masamızdaki oyuncuların ortak özelliği şuydu:

Hepsi genç…

Hepsi rol aldıkları dizilerde girdiler hayatımıza…

Hepsi doğal, hepsi olduğu gibi…

Hayatlarında biri mi var?

Gizli, saklı yaşamıyorlar bu ilişkiyi?

“Fanlarımız küser, reytingimiz düşer” gibi bir endişe duymuyorlar çünkü…

O yüzdendir ki insanlar da onları bu halleriyle sevdi.

Akşam yemeğinde gündem Adriana Lima  Metin Hara aşkıydı.

“Acı Tatlı Ekşi”nin başrol oyuncusu Buğra Gülsoy, “Benim Adriana’m burada” dedi birkaç yıldır aşk yaşadığı sevgilisi Nilüfer Gürbüz için…

Özge Özpirinçci ise “Ben Adriana olmadığım için Burak’ı (Yamantürk) da Metin Hara değil, bambaşka bir yere koyuyorum” dedi.

Genç oyuncular; Selin Şekerci ile sevgilisi Kaan Taşaner, gecenin misafirleriydi. “Çoban Yıldızı” dizisi “final” yapınca yorgunluğunu atmak için tatile çıkan Şekerci, “Bir süre dinleneceğim. Ocak’tan önce başlayacak dizilerde oynamayı düşünmüyorum” diye konuştu.

GÜNÜN SÖZÜ

Biri seni sevmiyorsa mutlaka kıskandığı bir özelliğin vardır. (Bella Thorne)

 

SİNA KOLOĞLU

EN UZUN EKRAN GÜNÜ

Kanalların kimi 19 saat, kimi 15 saat yayın yaptı. Türkiye televizyon tarihinin, belki de en uzun canlı ortak yayını da gerçekleşti. 15 Temmuz darbe girişiminin birinci yıl dönümü ekrandaydı. Sunucular, kameramanlar, canlı yayın ekipleri, teknik alt yapı ekipleri, haber ajanslarının servisi ve canlı yayın konuklarıyla olağanüstü bir performans vardı. 

‘Gazino’ için iki kanal kapışıyor

‘Gazino’, yeni sezonun en çok konuşulacak dizilerinden biri olmaya aday. Gazino yıllarının hikayesi ekrana gelecek. Kulağıma gelen son gelişmeler şöyle, senaryo çalışmaları yeni bitti. Beren Saat oynayacak mı? “İlgisini çekti ve görüşüyor” deniliyor. Daha önce bu köşede yazmıştım Saat’in ‘Woman’ (Kadın) projesinde oynayacağını. Bu bilgi çok emin yerden gelmişti.

Sektör, borsa gibi. Her an her şey değişebiliyor. Dizi borsasında en son durum, Saat’in ‘Gazino’ dizisinde oynayacağı yönünde. Bu durum projeye ilgiyi daha da arttırıyor. star TV ve Kanal D, ‘Gazino’nun peşinde.

 Anne kim olacak?

Med Yapım’ın yeni sezon için iddialı dizisi ‘Woman’dan (Kadın) yukarıda da söz ettim. Beren Saat’le adı geçti. Proje olmadı. Bu rolü Özge Özpirinçci oynayacak. Dizi borsası şimdilik öyle diyor. Aynı yapım şirketinin bir diğer merakla beklenen dizisi ‘Shameless’ın yerli uyarlaması ‘Utanmazlar’da, Frankie Gallagher rolünü oynayacak isim de hâlâ bulunamadı. Musa Uzunlar’ın adı geçmişti, olmadı. Erdal Özyağcılar’a teklif götürüldüğünü duydum. Yani aramalar hâlâ devam ediyor.

BÜYÜKÜSTÜN YOK

‘Tuba Büyüküstün’ün, Guy Ritchie’nin yöneteceği ‘Alaaddin’in Sihirli Lambası’ filminde rol alması için adı önerildi. ABD’de yayın yapan Huffington Post, ‘Başrol için güzel oyuncunun aday olduğunu yazdı’ diye haberler çıkmıştı. İşin aslı, Twitter hesaplarından okuyucuların, kendi prenses Yasemin adaylarını açıklamasıydı. Haber, sanki gazete bunu yazmış gibi duyuruldu. Prenses Yasemin rolünü kimin oynacağı geçtiğimiz cumartesi açıklanmış, Naomi Scott. Epey bir aday arasından seçildiği belirtiliyor. Twitter hesaplarında Büyüküstün adının geçmesi başarılı bir ‘PR çalışması’ olarak değerlendirilebilir. Belki bir gün böyle büyük bir projede kendisini görürüz.

 

OYA DOĞAN

Börü “Çekilin babanız geliyor” diyor

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nde Star TV’de bir tanıtım yayınlandı. “Hazır olun sızamadıkları bir siz kaldınız” diyen karizmatik bir ses duydum ekranda! O anda kafamı telefonumdan kaldırıp ekrana kilitlendim. Müzik zaten içine alıyordu. Boş bir alanda Polis Özel Hareket kostümlü oyuncular yürüyorlardı. Oyuncuları tanımak bile zordu. Karizmatik ses tekrar devreye girdi. Haluk Bilginer zannettim ama dikkatli dinleyince Mesut Akusta olduğunu anladım. Bu defa “Fethullah’ın itleri sizi hedef alacak” cümlesi geldi. Ağzım açık kaldı. Cesurdu ve bu teaser’ı 15 Temmuz darbe girişimin birinci yılında yayınlamak kesinlikle ticari anlamda çok akıllıcaydı. Başa sarıp tekrar izledim. Börü, basit ve yalın tanıtımdı. Ama 1 dakika 20 saniyede bize çok şey anlatıyordu. Ekranın stilize dünyasından çok uzaktı. Yıllardır yazdığım “Basit ama yeni işler lazım ekrana” yazılarımın vücut bulmuş hali gibiydi. Her yapımın stilize olduğu bir yerde de o yalınlığıyla “Ben farklıyım” dedi.

2014-2016 yılları anlatılacak

Peki, Star TV’de sonbaharda ekrana gelecek Börü bize ne anlatacak? Aslında tanıtımda bize çok önemli bir detay veriliyor. Çünkü “Dağ 2’yi yapanlar” diye bir yazı çıkıyor. Bu bir saniyelik bilgi bize şunu söylemek istiyor. Dağ 1 ve Dağ 2 ama özellikle Dağ 2 sinemada yeni bir dönem başlattı. İyi oyuncularla, yalın bir dille, konjonktürü doğru okuyarak, farklı bir rejiyle büyük bir başarıya imza atılabileceğini gösterdi. Zaten ondan sonra da ekranı asker dizileri kapladı. Önce Kanal D’nin İsimsizler’i, sonra Star TV’nin Söz’ü ve Fox TV’nin Savaşçı’sı geldi. Hepsi Dağ 2’nin rüzgarını arkasına alarak reytingleri sildi süpürdü. İşte bu tanıtım sanki tüm o asker dizilerine “Çekilin babanız geliyor” der gibiydi. Kendimi göstermek için süslenmeme, çok konuşmama gerek yok. Buyrun 2014-2016 yılları arasında var olan Polis Özel Hareket Birimi’nin içindeki Börü Timi! Türküm demekten mutlu olanların öyküsü...

60 dakikada da takipçisi olsunlar

Kadroda Ahu Türkpençe, Serkan Çayoğlu, Emir Benderlioğlu, Fırat Doğruloğlu, Murat Arkın, Ahmet Pınar, Can Nergis, Armağan Oğuz ve Mesut Akusta var. Dağ 1 ve Dağ 2’nin yapımcıları CaglarArts ve Insignia ekrandaki ilk dizilerinde Star İç Yapımlar ile güçlerini birleştirdi ve özel kanalların ilk 60 dakikalık mini dizisine imza atıyorlar. 6 bölümden oluşacak Börü’nün finalini ise 2018 yılında beyazperde de izleyeceğiz. Yazar-yönetmen Alper Çağlar’ı Büşra filmini çektiğinden beri takipteyim. Panzehir, ardından da Dağ serileriyle konsept yaratmak konusundaki yeteneği ve zekasını hepimize gösterdi. Şimdi de karşımıza Börü’yle çıkıyor. Bu kez seri yaratıcısı olarak! Gerçek hikayelerden esinlenecek olan Börü’nün ekranda bir yeniliğe yol açacağı kuşkusuz! Umarım sektör 60 dakikalık diziler konusunda da bu ekibin takipçisi olur.  

 

MEVLÜT TEZEL

Ne istediniz o dut ağacından?

Isparta'nın Yalvaç ilçesinde yalnız yaşayan 71 yaşındaki Melahat Peker'in geçen yıl diktiği dut fidanı, komşuların şikayeti üzerine belediye tarafından kesilmiş. Melahat Teyze de kesilmiş ağacı sofra bezine sarıp belediyenin yolunu tutmuş, "Bu fidana çocuk gibi baktım. Bir ağacı sığdıramadılar. Şurada yeşillik olsun, gelen giden çoluk çocuk yesin diye dikmiştim. Kime ne zararı vardı? Belediye kendisi kaldırımlara ağaç dikmiyor mu?" diye gözyaşı dökmüş.

Komşunun şikayet dilekçesinde, yaya kaldırımına ağaç dikildiğini ve bu ağacın ileride kendilerine zarar vereceği düşüncesiyle gerekli önlemlerin alınması, kaldırıma beton dökülmesi istenmiş. Bir ağaç nasıl zarar verir ki! Evin manzarasını kapanır diye mi şikayet ettiler acaba? Tamam, her önüne gelen istediği kaldırıma ağaç dikmesin, bu işin bir kuralı olsun ama zaten şehirlerdeki en büyük sorunumuz yeşil alanların azlığı değil mi?

Bir orta yol bulunamaz mıydı? 71 yaşındaki bir teyze, çocuklara gölge olsun diye uğraşırken onu üzmenin alemi ne?

Önceki gün bir ağaç katliamı haberi daha ajanslara düştü. Mersin'de bir reklam şirketi çalışanları, reklam panolarını engellediği gerekçesiyle ağaçları kesmiş. Mersin Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan açıklamaya göre, kent genelinde toplam 30 ağaç kesilmiş. Isparta'da bir dut ağacı, Mersin'de 30 ağaç vs. Birçok şehirde yeni yapılan meydanlarda, kaldırım çalışmalarında ağaçlar kesiliyor ve yerlerine büyük saksılarda göstermelik ağaçlar dikiliyor. Saksıda ağaç yetişir mi ya da o ağaç ne kadar büyür?

Ve bizlere meydan diye bomboş beton alanlar kalıyor. Bu nasıl bir beton aşkıdır, anlamak mümkün değil. İşte bu beton tutkusu, o dut ağacını kestiriyor, reklam panoları kapanmasın diye ağaç katliamı yaptırıyor. Bizim zamanımızda İstanbul'da her mahallede dut, incir, erik ağaçları olurdu. Şimdiki çocuklar şanssız; dut, incir ağaçlarını reklam panosunda görüyor, panoların altında güneşten kavruluyorlar!

Adrian, where are you from?

Bodrum'da tatiline devam eden ünlü top model Adriana Lima, yolda yürürken etrafını muhabirler sarmış. Adriana'ya 'Adrian' diye seslenen bir muhabir, engin İngilizcesiyle önce "Welcome to Turkey" demiş, sonra da "where are you from" sorusunu yöneltmiş.

Muhabir trollük mü yapmış, yoksa pratik yapıp İngilizcesini mi geliştirmek mi istemiş, ya da hakikaten Lima'nın nereli olduğunu bilmiyor muydu doğrusu pek anlamadım.

Belki fırsatını bulsaydı ikinci sorusu da 'How old are you?' olurdu!

Gazetecilere iyi davranmadıkları için hep ünlüleri eleştiriyoruz ama bazı magazin muhabirlerinde de kalite sorunu olduğu, ünlüleri çıldırtan sorular yönelttikleri ortada.

Messi’yi İstanbul’da 100 TL’ye izleme ihtimali

Medipol Başakşehir, 2017- 2018 kombine fiyatlarını açıkladı: Batı Üst Tribün 200 TL, Batı Alt Tribün 350 TL, Doğu Üst Tribün 375 TL, Kuzey Tribün (Kale Arkası) 100 TL. Kamu personellerine ve öğrencilere özel indirimli kombine fiyatları ise şöyle: Batı Üst 150 TL, Batı Alt 200 TL, Doğu Üst 225 TL, Kuzey (Kale Arkası) 100 TL...

Başakşehir, diğer takımların Passolig kartına sahip olan taraftarlarına da güzellik yapmış; Batı Üst Tribünü'nden kombine alma hakkı tanımış. Sudan ucuz fiyatlar bunlar. Üç büyüklerin bir maç bileti fiyatına Başakşehir'in Avrupa ve Süper Lig maçlarının tamamını tribünden izleyebilirsiniz. Başakşehir'in üç büyüklerle oynayacağı tek derbi maçı için bile bu kombineler alınır. Umarım Başakşehir halkı, önümüzdeki sezon takımlarını yalnız bırakmazlar.

Galiba dünyada yaşadığı bölgenin takımı yerine büyük takımları tutan en çok insan bizim ülkemizde. Zaten futbol kültürünün gelişmesinin en büyük nedeni de; dört büyüklerin maddi ve manevi anlamda ön plana çıkarılması, kollanması.

Unutmadan; Başakşehir, Şampiyonlar Ligi'ne kalmanın hesaplarını yapıyor, güçlü bir kadro kuruyor. Eleme turlarında şanslı kuralar da çekerlerse Şampiyonlar Ligi'nde oynayabilir. O zaman bu sudan ucuz kombineler daha çok değer kazanır. Hele bir de Başakşehir, Barcelona ya da Real Madrid'le eşleşirse; o zaman Messi'yi, Ronaldo'yu izlemek için bilet bulamazsınız. 100 TL'ye kombine alıp bu olasılığın gerçekleşmesini beklemek karlı bir yatırım olabilir.

21 kedi öldürmenin cezası

ABD'nin Kaliforniya eyaletinin San Jose şehrinde Eylül 2015'te esrarengiz şekilde kaybolmaya başlayan kediler ölü bulunmuştu. Daha sonra seri kedi katilinin Robert Roy Farmer adlı bir genç olduğu tespit edilmişti. 21 kedi öldürdüğünü itiraf eden Farmer'ın cezası yeni karara bağlandı; tam 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca Farmer'ın serbest kaldıktan sonra 10 yıl boyunca kedi sahiplenmesi de yasaklandı. İşte ABD'de hayvan haklarına verilen değer. Bence Farmer, bu kadar ceza aldıktan sonra bir daha kedi görmek istemez.

Bizde adam öldürüp 16 yıl yatmayan çok katil var. Daha düne kadar belediyelerin toplu kedi-köpek kıyımı yapması rutin bir eylemdi. Türkiye'nin hayvan dostlarımızı koruyacak daha sert yasalara ihtiyacı var.

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERtv yazarları