UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

MİLLİYET YAZARI ALİ EYÜBOĞLU, CAN TANRIYAR’IN “YAKARIM CANINI” KİTABINI “CAN YAKAN ANILAR” BAŞLIĞIYLA KALEME ALDI, PERDE ARKASINI YAZDI!..

MİLLİYET YAZARI ALİ EYÜBOĞLU, CAN TANRIYAR’IN “YAKARIM CANINI” KİTABINI “CAN YAKAN ANILAR” BAŞLIĞIYLA KALEME ALDI, PERDE ARKASINI YAZDI!..

MİLLİYET YAZARI ALİ EYÜBOĞLU, CAN TANRIYAR’IN “YAKARIM CANINI” KİTABINI “CAN YAKAN ANILAR” BAŞLIĞIYLA KALEME ALDI, PERDE ARKASINI YAZDI!..

İşte Milliyet Gazetesi’nin usta yazarı Ali Eyüboğlu’nun bugün kaleme aldığı o yazı:

Ajda’nın şarkısı ve ‘Can’ yakan anılar

Biten evliliklerin, aşkların veya iş ilişkilerinin ardından karşı taraftan intikam almak, onu kamuoyu önünde küçük düşürmek için kitap yazan çok olmuştur.

Ama kendini rezil etme pahasına kitap yazana ilk kez tanık oldum.

Ajda Pekkan’ın “Yakarım Canını” single’ı ile eş zamanlı piyasaya çıkan Can Tanrıyar’ın aynı adlı kitabının kapağında şunlar yazılı:

“Suratıma tüküreceklerini bile bile, rahmetli eşimin vasiyetini yerine getirmek ve bu kitabı yazmak zorundaydım.”

Tanrıyar’ın “Televole”nin şov dünyasının gündemini belirleyip, magazin yıldızlarıyla gönül eğlendirdiği dönemde yuvasını kurtarayım derken kanserden ölen eşi Şafak Tanrıyar’ın günlüklerinden ibretlik

bir öykü.

Tanrıyar’ın “Sen de bu olayları canlı bilenlerden birisin” notuyla imzalayıp gönderdiği kitap için ister, “Vicdanını rahatlatmak için eşinin vasiyetini yerine getirdi” deyin, ister “Çok ağır bir yüzleşme”, çoğu erkeğin cesaret edemeyeceği bir iş bu...

‘Neyi mi eksik ettin?’

“Neyi eksik ettim? diyorsun ya... Cevap veriyorum gülüm... Cevap veriyorum... Neyi mi eksik ettin? Çocuklarına babayı, bana kocayı, yüreklere sevgiyi, aileme onuru... Neyi tam yaptın ki gülüm! Eksiğini söyleyeyim. Yaşadığın sevgiye, ona verdiğin ilgiye bakarsan neyi eksik ettiğini anlarsın. Sormana gerek yok. Sana söyleyebileceğim tek şey var:

Paranın alamayacaklarını eksik ettin gülüm.”

Şafak Tanrıyar’ın günlüğündeki “ağır sözler” bu kadar değil:

“Ellerimi tutup, gözlerime bakmayı eksik ettin. O kadınlara sarıldığın gibi sarılmayı eksik ettin. Gözlerimdeki ışıltıyı, yüreğimdeki erişilmez sevgiyi eksik ettin. Kafamı yukarı dikip, ben Can Tanrıyar’ın eşiyim demeyi eksik ettin.

Para verdiğin doğru. Bunlar boş şeyler sana göre. Çocuklarıma babayı eksik ettin be... Daha neyi eksik etseydin!

Oğullarıma şerefli, haysiyetli bir ailenin ferdi olma yerine, şerefsiz, haysiyetsiz, fahişelerin gözdesi bir adam, zampara babanın oğlu olduğunu eksik ettin. Daha neyi eksik edeceksin?”

Kitaba ömrü yetmedi

Tanrıyar’ın “Şafak Tanrıyar: Yaktığın Kadar Yakarım Canını” kitabını okuyunca anlıyoruz ki, aslında rahmetli eşi sağlığında kitap yapmak istedi günlüklerini.

Ama ömrü vefa etmedi, genç yaşta kanserden öldü.

Şafak Tanrıyar’ın yazdığı şu cümleler, ölen eşinin vasiyetini yerine getiren Can Tanrıyar’a kısmet oldu:

“Bunların tümünü, yani tüm günlüğümü kitap yapacağım. Sen de bedeniyle değil, kalemiyle ünlü olan bir kadının kocası olacaksın.

İnsanlar senden tiksinecek, ama böyle bir kadınla 15 yıl yaşayabildiğin için biraz saygı duyacaksın. Belki o rezil imajın silinmiş olur koçum.”

İki oğlu affetti, ama...

Çiftin çocuklarından Oğulcan Tanrıyar, şunları yazdı kitapta:

“Gün gelecek kabrimde ağlayacak demiştin anne. Dediğin oldu ve artık bizim de bu kitapla birlikte affettiğimiz babamdan vasiyetine ağlayarak onay geldi.”

Anılcan Tanrıyar ise şunları:

“Bu mektupları, anıları canlı yaşadık. Annenize - babanıza okutun, bari siz yaşamayın.”

Oğulları affetti, eşi de affeder mi bilinmez!

Bildiğim bir şey var ki, böyle bir hesaplaşmaya kolay kolay her insan cesaret edemez.

Milliyet/Ali Eyüboğlu

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERali eyüboğlu