UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

POSTA GAZETESİ’NDEN CANAN DANYILDIZ ÖYLE SORULAR SORDU Kİ, NURİ ALÇO ART ARDA BOMBA AÇIKLAMALARDA BULUNMAK ZORUNDA KALDI! İŞTE O RÖPORTAJ!..

POSTA GAZETESİ’NDEN CANAN DANYILDIZ ÖYLE SORULAR SORDU Kİ, NURİ ALÇO ART ARDA BOMBA AÇIKLAMALARDA BULUNMAK ZORUNDA KALDI! İŞTE O RÖPORTAJ!..

POSTA GAZETESİ’NDEN CANAN DANYILDIZ ÖYLE SORULAR SORDU Kİ, NURİ ALÇO ART ARDA BOMBA AÇIKLAMALARDA BULUNMAK ZORUNDA KALDI!  İŞTE O RÖPORTAJ!..

Yeşilçam'ın efsane ismi Nuri Alço, Posta Gazetesi'nden Canan Danyıldız'a konuştu. İşte o röportaj : 

"OYUNCULAR YÖNETMENİN DEĞİL SET İŞÇİLERİNİN YATAĞINDAN GEÇİYOR!.."

■ Kalp krizi geçirdiniz,hepimizi korkuttunuz!

Aslında tam olarak öyle değildi; FikretOrman’la bir düğündeyken SümerTilmaç’ın vefat haberini aldık, kalp pilitaktırması gerekiyordu onun da; bu olayıgörünce ben kendim hastaneye gittim,ameliyat oldum kalp kapakçığımdan.

■ Hep böyle garantici,dikkatli biri misinizdir?

E tabii, sağlık çok önemli bir şey,erkenden farkedilirse her hastalığın önü alınıyor, ben de mutlaka 6 ayda bir doktorlarıma görünürüm; e eski bir sporcu da olduğum için galiba daha dikkatliyim.

■ Gizli gizli bir film projesi yürütüyorsunuz, nedir o?

Bomba gibi bir sinema filmiyle geliyorum, hala senaryosu yazılıyor; bir baba-oğul ilişkisini anlatıyor; ve başrolünü bir aksilik olmazsa Kıvanç Tatlıtuğ ile paylaşacağız.

■ Vay vay vay!

İlk kez sana açıklıyorum, nazar değsin de istemiyorum ama beni de seyirci çok farklı bir rolde görecek; farklı bir Nuri Alço.

■ Yeşilçam’dan yeniden aramıza...

Vallahi ben Yeşilçam’a gönül vermiş bir adamım, gençlerin de bu konuda önlerinin açılmasını daha iyi yerlere gelmesini istiyorum ama... Hani eskiden ‘yönetmenin yatağından geçmek’ diye bir şey vardı ya; şimdi bırak yönetmeni, oyuncular set işçilerinin yatağından geçiyor; onlarla olmadan bir şey olmuyor artık.

■ Ağır bir itham değil mi?

Yeni nesil maalesef öyle; ben elimden ne geliyorsa yapmaya çalışıyorum, öğretmeye çalışıyorum ama setlere bir git görürsün; herkes birbiriyle sarmaş dolaş! Set adabı diye bir şey kalmamış; bozulmuş. Işıkçının kucağında başrol oyuncusu... Biraz yakışıklı veya güzel olan herkes oyuncu...

■ Güzel ve yakışıklı olsa ne olacak ki?

Sorun o değil. Aynı tipler, aynı tarzlar; böyle şey mi olur! Eskiden bize bak, bana, Nejdet Tosun’a, Kadir İnanır’a, Eşref Kolçak’a bak; hepimizde sinema yüzü, star ışığı denen bir şey vardı.

■ İyi de eskiden çok güzel ve yakışıklı da yokmuş!

Ondan mı farkediliyorduk diyorsun? Farklı havamız, duruşumuz vardı, kast ettiğim şey bu. Şimdikiler azıcık ünlü olunca fotoğraf çektirmek bile istemiyor. Ya sen kimsin ki? Bu izleyici seni bir yere getirmiş.

■ Kıskanıyor musunuz, öyle hissettim!

Kıksançlık değil de saygı bekliyorsun, biz tamam çok zor imkanlarla işler yaptık ama yaptık, şimdi setlere girince seni sayan yok, selam vermiyor, tanımamazlıktan geliyor. Olmaz ki; ayıp! İnsan üzülüyor. Ben 3 nesle, leke sürdürmeden kendimi saydırmışım.

■ Leke sürmemek? O kadar kadını gazozla...

(Gülüyoruz) Hem de nasıl! Salon erkeği rolü oynarken Türker İnanoğlu sayesinde kadın satan, uyuşturucu pazarlayan adamı oynamaya başladım. O rollerin tek adamı oldum. Benim için kocaman afişler asılıyor; birden parladım gittim.

■ Peki hiç Türker İnanoğlu’ndan başka roller istemediniz mi?

‘Türker Abi, annem babam hacı, dedem tanınmış pehlivan, nasıl olacak bu kadın-uyuşturucu, ailem istemez’ diyecek oldum; ‘Ben seni bir iyi bir kötü yapıp dengeleyeceğim’ dedi; zaten o yıllarda yönetmen bir şey diyecek ve sen karşı çıkıp yapmayacaksın? Cesaret ister çok afedersin.

■ ‘Telekızlar’, ‘Kayıp Kızlar’ vs. hep efsane; pişmanlık var mı?

Yoo, niye pişmanlık duyayım? İyi ki çekmişim diyorum; gazoza ilaç atma ve kötü yola düşürme mevzu da oralardan kopup geldi işte. Gazoz ve ben efsane olduk. Reklam filmi gelse ikimiz birlikte oynarız ha!

■ Kıskanır mıydınız Kadir İnanır’ı, Ediz Hun’u?

Çok kıskanırdım, özenirdim; ne yalan söyleyeyim. Ama kötüyü oynamak daha zordur, kötüyü oynayacaksın ve sevileceksin. Bir de kötü, bana kadar hep ‘tipsiz’ adamların, çirkinlerin rolüydü. Yani Erol Taş, çirkindi; bu kötüdür dersin zaten içinden. Benle birlikte yakışıklı adamların da kötülük yapacağını öğrendik. Herkes onla fotoğraf çektiriyor diye Kadir İnanır’ı çok kıskanırdım.

■ Ne öğrendi millet filmlerinizden?

Çok şey, çok genç kızı, kadını kötü yola düşmekten ya da kötülük yapılmasından kurtardım. Şimdi senin burda içeceğin var, ben de zenginim diye bana güvenip tuvalete gidiyorsun; ve ben hap atsam sen nerden göreceksin. Biz bu mesajları vere vere milleti uyandırdık. Annelerin kızlara hala dediği ilk şey ‘aman kızım yediğine içtiğine dikkat et’.

■ İmajınız zedelenmedi mi? Pişmanlık duyduğunuz roller olmadı mı?

Aslında ilk zamanlar vardı, yalan söylemeyeyim; ama sonradan üniversiteler sahip çıkınca, uyuşturucu vs. gibi şeylerle mücadele başlatınca o pişmanlığım da geçti. İyi roller gelmedi mi diyeceksin, geldi ama kötü oynayabilmek, sevilmek ve bu kulvarda tek olmak daha doğru geldi. Bir de acayip bir gişe!

■ Siz de uyuşturucu mevzundan gözaltına alınmıştınız...

O gerçek bir yanlış anlaşılmaydı, suçsuz olduğum anlaşıldı ve bırakıldım.

■ Yani hiç uyuşturucuya bulaşmadınız?

Hayır! Asla! Sporcu adamım ben, oruç tutarım, alkol bile neredeyse sıfır.

■ İçinizde kalan bir rol oldu mu?

Of! Büyük bir savcıyı ya da hakimi oymayı çok isterdim, içimde kaldı. Hani bu oynadığım kötü rollerdeki adamları sorgulayan, hapse atan kanun adamı olmayı çok isterdim, kısmet!

■ Kısmet, kadın pazarlayıcısı olmakmış!

(Gülüyoruz) Bakma, ben bir ekol oldum o konuda biliyorsun, gerçekten çok insanın gözünü açtık, kötülerin de kuyusunu kazdık. Ama bugün hiç rol gelmiyor, çok para isteriz diye mi düşünüyorlar bilmiyorum, ama dizilerden gelmiyor teklif.

■ Erotik sahnelerden pişmanlık peki?

Benim çok yok, ama para da yoktu o yıllarda, bir iki sefer oldu ama furya bitince kalmadı.

■ Peki o sahnelerde etkilenme olur muydu?

Dürüstçe dersem, evet oluyordu; olmaz mı? Ne kadar profesyonelim desen de sonuçta bir kadınlasın. Tahrik oldum. Araya yastık mastık konmazdı. Ot muyum hissetmeyim?

POSTA

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERnuri alço  röportaj  canan danyıldız