Sina Koloğlu- Miliyet Cadde
‘SURVIVOR’ HAYATIN TA KENDİSİ GİBİ!
Yarışmanın ‘ünlü’ isimlerinden Hakan ‘Survivor Panorama’da yarışmanın felsefesini anlatıyordu. ‘Siyaset Meydanı’na benziyor bu panorama. Gelenler ‘Survivor’ üniversitesinden mezun olmuşlar. Yarışmacıların ‘ruhunu’ ezberlemişler. “Semih bizim için bir tablodur. Tablo, tuval, boya ve fırçadan yapılan bir şey. Kimi insanlar buna milyon dolarlar veriyor. Kimi için bir şey ifade etmiyor. Semih evimizde televizyonda gördüğümüz bir tablodur ve çok değerlidir” demesi çarpıcı bir örnekti.
Hakan ‘Survivor’la hayatın nasıl örtüştüğünü şöyle anlatıyordu: “Performans finale götürür, ada yaşantısı şampiyon yapar. Hayatta da işimizde çok başarılı olabiliriz ve çok para kazanabiliriz. Arkadaşlarımızla ailemizle de iyi geçinmemiz şart.” Sadece para yetmez, ailenle arkadaşlarınla da iyi geçineceksin ki hayatta şampiyon olabilesin! Çok para kazanınca arkadaşların artıyor, çevren genişliyor. Onca engelli oyun oynamak, aç gezmek, tanımadığın bir takım insanlarla dalaşmak ne adına?
Bu arada Atakan ile Nagehan son ‘Survivor’ın şampiyon adayları olarak gösterildi.
Ali Eyüboğlu- Milliyet
EUROVISION’U HANGİ KANAL YAYINLAYACAK?
Okurumuz Özgür Erkan soruyor:
“Eurovision Şarkı Yarışması bu yıl da Türk televizyonlarınca yayınlanmayacak mı?
Sizler önayak olsanız da bu yarışma herhangi bir kanalda yayınlansa.”
Bildiğim kadarıyla Eurovision Şarkı Yarışması’nı düzenleyen Avrupa Yayın Birliği’nin (EBU) Türkiye’de tek üyesi TRT…
TRT, oylamadaki haksızlıkları gerekçe gösterip Eurovision’a Türkiye adına temsilci göndermiyor ama yarışmanın yayın hakları elinde.
Türkiye yarışmada olmadığı için TRT, Eurovision’u yayınlamaya sıcak bakmayabilir. Ancak siz de Özgür Erkan gibi Eurovision’un yayınlanmasını istiyorsanız TRT’yi mail yağmuruna tutun.
TRT’nin kanalı çok. Seyircilerden gelecek yoğun talep üzerine yönetim, TRT 1’de olmasa bile TRT Müzik’te yayınlayabilir Eurovision’u...
Yüksel Aytuğ-Sabah Günaydın
KADI’DAN DERSLER
Yurdaer Okur'u atv'nin dizisi Yeter'de izliyor musunuz? Yok eğer seyretmiyorsanız, çok şey kaybediyorsunuz. Okur, dizinin içinde resmen 'oyunculuk atölyesi' ya da plaza Türkçesi'ndeki moda karşılığıyla 'workshop' açtı. Sinsi, intikamcı ve menfaatçi bir beyin cerrahı, ancak bu kadar gerçekçi canlandırılabilir. Oyunculuğa yeni başlayan ya da kariyerini oyunculuk üzerine kurmayı düşleyen gençler, bu 'bedava' kursu kaçırmamalı bence.
Yurdaer Okur'un bir başka oyunculuk resitaline ise geçen hafta TRT 1 ekranlarında yayınlanan 'Saruhan' isimli TV filminde rastladım.
Karakter iyi yazılmış, diyaloglar da harika kurgulanmıştı kurgulanmasına ama Yurdaer Okur da rolün hakkını ziyadesiyle vermişti. Gözü pek, adil ve merhametli 'Saruhan Kadısı' performansını adeta nefes almadan izledim.
Mevlüt Tezel-Sabah Günaydın
Vildan, Beren’i eziyor
'Kösem' dizisi denince akla ilk Beren Saat geliyor ama diziye sonradan katılan Vildan Atasever müthiş oynuyor.
Ses tonu, mimikleri, vücut dilini kullanışı, endamı ve bakışları...
Kısacası Atasever'in oyunculuk performansı üst düzeyde.
Vildan Atasever'in iyi oyuncu olduğunu, Zeki Demirkubuz'un 'Kader' ve Kutluğ Ataman'ın 'İki Genç Kız' filmlerinden aldığı ödüllerden biliyoruz zaten. Ancak Atasever'in 'Kösem'de karşılıklı sahnelerinde Beren Saat'i oyunculuğuyla ezmesi enteresan bir durum yaratıyor.
Çünkü dizinin starı, başrol oyuncusu Saat'in yan roldeki Atasever karşısında ezilmesi diziye de zarar veriyor.
Beren'in 'Kösem'deki performansı çok düşük.
Zaten kısıtlı bir oyunculuk yeteneğine sahip olan ve genellikle 'Aşk-ı Memnu' gibi popüler işlerle öne çıkan Beren Saat, 'Kösem'i sanki istemeye istemeye oynuyor gibi. Ne doğru dürüst ağlayabiliyor, ne de gülüyor. Diğer oyuncuların doğal oyunculuğu karşısında Beren Saat'in mimikleri bile sırıtıyor.
Aldığım duyumlara göre;
Beren'in performansı, set ekibinin de canını sıkıyor. Bari senaryo yazarına söylensin; Beren ile Atasever'in karşılıklı rolleri kısa tutulsun!
Cengiz Semercioğlu-Hürriyet Kelebek
Seyirci ikinci şans verir mi?
Özcan Deniz'le Nurgül Yeşilçay'ın oynadığı Asmalı Konak'ın üzerinden 12 sene geçti... Sadece döneminin değil, Türk televizyon tarihinin en büyük 10 işinden biriydi
Asmalı Konak...
Finalinde sokaklar boşalmış, reyting rekorları kırılmış, Türkiye’nin oynadığı Dünya Kupası maçlarından çok izlenmişti...
12 yıl sonra bir sabah kalktık, Özcan Deniz’in Nurgül Yeşilçay’ı kucakladığı
fotoğraflarla karşılaştık gazetelerde...
Bir süredir konuşulan, ikilinin çekeceği “İkinci Şans” adlı yeni filmin ilk kareleriydi bunlar...
Peki 12 yıl sonra seyirci ikinci bir şans verir mi Nurgül’le Özcan’a...
Bu proje televizyon dizisi olsaydı asla derdim...
Bir sinema filminde bu iki ismi yan yana getirmek iyi bir fikir...
Özcan’ın aşk filmlerinin bir alıcısı var artık...
Nurgül, Paramparça dizisiyle yeniden yükseldi...
Asmalı Konak nostaljisinin de illa etkisi olacaktır...
Dolayısıyla kağıt üzerinde bütün veriler çekilecek filmin iyi iş yapacağına işaret ediyor... Tabii en önemli unsur atlanmazsa, iyi bir senaryo!
Mesut Yar-Posta
Müdür ne yapacak?
Tolga Çevik ekrana döndüğünde bir hayli sevinmiştim. Ama anlamadın ki bu sevinci paylaştığımız topluluk öyle ahım şahım bir kalabalık değilmiş.
Bildiğim kadarıyla son derece yüksek bir maliyetle çekilen iş, karşılığını bulmadı…
Bu durumda olacakları söylemek sürpriz değil. Müdür Ne’Aptın (Star TV) 3 bölüm sonra sezon arası bahane edilerek tatile gidecek. Geri döner mi; yüksek ihtimalle hayır!
Olması yüksek olan seçenek budur müdürüm afedersin!
