UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

İŞTE DİKKAT ÇEKEN KONULARIYLA TV YAZARLARINDAN SEÇMELER!..

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

İŞTE DİKKAT ÇEKEN KONULARIYLA TV YAZARLARINDAN SEÇMELER!..

ALİ EYÜBOĞLU-MİLLİYET

TÜRKAN ŞORAY’A ÇİFTE SÜRPRİZ

Osmaniye’de bu yıl ilk kez düzenlenen Yaşar Kemal Kültür - Sanat ve Edebiyat Festivali’nin açılış gününde “Yılanı Öldürseler” filminin özel gösterimindeyiz.

Nebil Özgentürk sordu, filmin başrol oyuncusu ve yönetmeni Türkan Şoray, “Yılanı Öldürseler”le eserin yazarı Yaşar Kemal’i anlattı.

“Yılanı Öldürseler” kadar Yaşar Kemal adına yapılan etkinlikte filminin gösterilmesinin kendisini heyecanlandırdığını vurgulayan Şoray, şunları söyledi:

“Romanlarını okuduğum, hayranı olduğum Yaşar Kemal’le günün birinde tanışacağımı, evinde onunla birlikte günlerce senaryo çalışması yapacağımı, onun hazırladığı yemekleri tadacağımı hayal bile edemezdim, ama ‘Yılanların Öcü’ sayesinde oldu bunların hepsi.”

“Yılanların Öcü”nde başta sadece oyunculuk yapmak için anlaştığını belirten Şoray, “Ali Özgentürk yönetmenlikten vazgeçince yapımcı Abdurrahman Keskiner o görevi bana teklif etti” dedi.

Salonda bulunan Keskiner, filmi Türkan Şoray’ın yönetmesi fikrinin Yaşar Kemal’den geldiğini açıklayınca “Sultan”, duygularını şu sözlerle dile getirdi:

“Öyle mi? İlk kez öğrendim bunu. Çok duygulandım şimdi.”

Çok sevdiği “Esma” rolünü kaçırmamak için yönetmenlik teklifini mecburen kabul ettiğini anlatan Şoray, “Yaşar Bey sağ olsun. Bana çok destek verdi, ama böyle büyük bir yazarın filmini çekmek gibi ağır bir sorumluluğun altına niye girdim diye çok gözyaşı döktüm. Filmi izledikten sonra Yaşar Bey, ‘Ben bayağı beğendim’ deyince gözyaşlarımı tutamadım” diye konuştu.

“Yılanı Öldürseler”i izleyenler bilir. İzlememiş olanlar için hatırlatayım, töre baskısı yüzünden 13 - 14 yaşındaki oğlu “Hasan”ın tüfekle vurup öldürdüğü bir kadındır “Esma”...

Yapımcılardan Arif Keskiner, filmde “Esma”nın oğlu “Hasan”ı oynadığında 13 yaşında olan Pars Sezer’i bulup, Türkan Şoray’ın karşısına çıkarması, “Sultan”a gecenin ikinci sürprizi oldu. Adana’da bir şirkette genel müdür olarak çalışan Pars Sezer’i 35 yıl sonra karşısında bulan Türkan Şoray’ın heyecanı görülmeye değerdi. Türkan Şoray, elini öpen Pars Sezer’e dönüp dönüp sarıldı ve “Canım benim! Niye büyüdün?” dedi.

ZUHAL OLCAY’DAN ÇARPICI BİR TESPİT

Osmaniye’deki Yaşar Kemal Festivali’nin son gün etkinlikleri ünlü romancının doğduğu Hemite köyünde yapılacak.

Gündüz uçurtma şenliği, akşam da konserler var. Konserin sanatçılarından biri Mazlum Çimen olunca, sevgilisi Zuhal Olcay da onunla geldi Çukurova’ya...

Mazlum Çimen, Zuhal Olcay ve menajeri Filiz Çetin’le sohbet edince anladım ki Türk sinemasının Sultan’ı Türkan Şoray’la, yıllarca oyunculuk mesleğine başlayan genç kadınların rol model aldığı Zuhal Olcay, şimdiye kadar birlikte hiç geçmedi kamera karşısına...

Milyonlarca sinemasever gibi Türkan Şoray hayranı olan Olcay, karşılaştıklarında öyle bir sarıldı ki “Sultan”a... İki eski dostun buluşması gibiydi o karşılaşma...

Benim gibi “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz”dan başka dizi seyretmediğini öğrendiğim Zuhal Olcay’a göre Türk dizilerinin en çok kullanılan repliği şu:

“Bunca olanlardan sonra...”

GÜNÜN SÖZÜ

‘Şikâyet ettiğiniz yaşam, belki de başkasının hayalidir.’

MESUT YAR-POSTA

İzdivaçları özlemek...

Dört gün yazı yazamadım. Doğum günü haftamdı. Yurt dışına çıktığım için en azından yerli TV ekranı görme şansım olmadı. Ama şu bir gerçek... Avrupa’nın neresine giderseniz gidin geçtiğimiz pazarki anayasa referandumunun haberlerini ekranda görüyorsunuz...

Hani referandum sürecindeymiş hissini bir de eloğlunun ekranlarında görünce bulunduğum ülkede pek de yabancılık çekmedim...

Bir dizilerin eksikliğini hissettim bir de izdivaç programlarının. Tatilde bile bunları özlüyor olmak sence neyin kafası sevgili okur?

BİTTİ BİTİYOR!

Biten veya final kararı alan dizilere şöyle bir göz atalım. Aşk ve Gurur, Show TV ekranlarından hoşçakal dedi... Dayan Yüreğim, FOX ekranında daha fazla dayanamadı. Ece Uslu’nun Karagül etkisi bu diziyi taşıyamadı. Muhteşem Yüzyıl Kösem’de (FOX) iki ana karaktere hayat veren Farah Zeynep Abdullah ve Caner Cindoruk’un diziden ayrılmasının ne anlama geldiğini varın siz düşünün...

Star ekranında şu son bir ay ve önümüzdeki bir ay içinde sona erecek dizi görünmüyor. Şimdilik en zayıf reytingi Fazilet Hanım ve Kızları alıyor, o kadar...

Dizileri geçtiğimiz sezon iyi iş yapan atv’de ise bu sezon Ölene Kadar ile başlayan düş kırıklığı Bu Şehir Arkandan Gelecek ile sürüyor. Ölene Kadar bitti. Bu Şehir Arkandan Gelecek’in ekranındaki yolculuğu sona gelmiş durumda...

Kanal D ekranında Kara Yazı ve Evlat Kokusu için de hayırlı haber veremiyorum. Sanırım veda çok uzak bir takvimde değil!

BÜLENT AĞABEY ŞANSLI ÇÜNKÜ...

Yazı molası verdiğim için Bülent Kayabaş ağabeyimizin vefatını da not düşememiş oldum. Ama içimizde öyle bir acı bıraktı ki, kendi mürekkebiyle gönlümüze attığı şık imzayı unutmak mümkün değil...

Birlikte çalışanların Bülent ağabeydeki tevazuu binlerce kez dile getirdiğini duydum. Tiyatroda, sinemada, dizi setinde fark etmeden...

Ben de bir talk şov konuğu olarak onun yüce gönüllülüğünün ve kendisiyle dalgaya açık zekasının tanıklığını not düşmek isterim...

Çok güzel ağabeyler birer ikişer yaşam sahnesinden çekiliyorlar. Ama onlara alkış hiç bitmeyecek. Bizden çok daha şanslı oldukları kesin. Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın!

İlk Kanal D dillendirmişti!

360 derece çekim tekniğini ilk kullanan dizi İçerde (Show TV) oldu. Böylece tetiği çeken el karanlıkta kalmadığı için dizilere yeni bir anlayış geldi diyebiliriz. Tetikçi tamam da her bölümde bir karakterin hastaneye düşmesi filan, asıl buna nasıl bir çare bulacağız; kestiremiyorum?

Neyse.

Bu tekniği ilk uygulayan İçerde oldu ama işi programlara sokmaya çalışan ilk fikri Kanal D dile getirmişti...

Eğer devam etseydi Burada Laf Çok, eğer başlayabilseydi Okan Bayülgen bu 360 derece görmeyi sağlayan tekniği ilk kez izleyenle tanıştıracaktı. Olmadı ama bu teknik mutlaka programlara da girecek, notunu şimdiden alın!

Parmakla gösterilecek

Vatanım Sensin’de (Kanal D) hemen tüm oyuncular mükemmel. Ama aradan sıyrılıp gelen o genci kimsenin görmezden gelemeyeceğini biliyorum...

 

Leon’a hayat veren Boran Kuzum önümüzdeki birkaç yıl içinde parmakla gösterilecek oyuncular arasında zirveye oturacaktır. Bu bir kehanet değil; görünen köyün kılavuz istemediği gerçeği!

Anlatıcıya tebrik yok mu?

Beşiktaş’ın önceki akşam Lyon’u evinde ağırladığı futbol maçı öyle bir reyting aldı ki, evlere şenlik...

Beşiktaş penaltılarla elendi. Ama asla yenildi denemez. Geçen hafta bir maçın nasıl anlatılmaması gerektiğini tartışırken, önceki gün bir maçta anlatım ve çekim heyecanı nasıl bitmez onu görmüş olduk...

En azından ben TRT ekranından izlediğim maçta buna şahit oldum. Yalçın Çetin’i anlatımı için kutlarım. O hep alıştığımız yancı yorumcuyu filan aratmadan maçı kusursuz bitirdi.

Bravo!

O İŞ OLDU!

FOX ekranında Timur Acar’ın yarışma sunacağını ilk bu köşeden duymuştunuz. O iş oldu. Yapımcı şirket Karga Seven Türkiye, Timur Acar ile anlaştığını önceki gün ilan etti...

Gönder Gitsin isimli yarışmayı sunacak olan oyuncunun çevresine, “farklı bir iş yapmanın heyecanını taşıdığını” söylediğini duydum. Böylece bir haberimiz daha tescillendi...

Yenilerini, en yenilerini öğrenmek için takibe devam!

YÜKSEL AYTUĞ- SABAH

Halkı aşağılamak moda mı oldu?

Referandum öncesinde ve sonrasında halkı aşağılayan sözde sanatçıların yorumları büyük tepki çekti. Elif G. isimli okurumuz da benim bir yazımdan yola çıkarak, halka üstten bakanlara tepkisini dile getirmiş:

"Yüksel Bey günaydınlar, yazılarınızı zaman zaman takip ederim. Özellikle kritik konular olursa sizin alanınızda, nasıl yorumlamış olduğunuza dikkat ederim. Yarı zamanlı okuyucunuz olarak, 'De'leri ayıramadık gitti' yazınız üzerine hissettiklerimi sizinle paylaşmaya karar verdim. Bu 'de'leri ayırmak üzerine binlerce geyik yapılabilir ama beni bu kural ihlalinden çok, toplumun bir kesiminin net bir şekilde aşağılanması rahatsız ediyor. Haşa sizin beyefendiliğinize bunu yakıştırmam; yazınız vesile oldu yalnızca.

Naim Dilmener'i bilirsiniz. Beyefendi yıllarca okuyucularına 'Bu iyi, bu kötü' diyerek yalnızca kendine yakın bulduklarını empoze etti durdu. Ona göre Gülben Ergen, Demet Akalın gibi hayran kitlesi ortalama sanatçılar, sanatçı değil ama sadece solcu olmak dışında ne ses, ne yorumu olan İlkay Akkaya büyük müzisyen. Aylin Aslım reklamlarda oynasa bir şey olmaz ama Demet Akalın oynasa 'Aman ne de paragöz'dür. Bu ve benzeri adaletsiz yorumları nedeniyle bu beyin fikirlerinden uzağım elbette. Ancak referandum öncesi bu 'de'lerle ilgili öylesine aşağılayıcı yorumlar paylaştı ki, bilemezsiniz. Şimdi sizin aynı konudaki paylaşımınız beni rahatsız etti, refleksim bundan.

NOT: Ben AK Partili değilim, referandumda 'Hayır' verenlerdenim ama AK Parti'ye oy vermiş olanların aşağılanmasına katlanamıyorum. Ben Gülben Ergen dinleyicisi de değilim ama bu üstten kesme biçmeye, aşağılamaya da katlanamıyorum. Önce kendi bahçeni biçeceksin... Sevgi ve selamlarımla, sağlıcakla kalınız."

YAZAR NOTU: Yazısının bazı bölümlerine katılmamakla birlikte okurumuzun 'ötekileştirme' konusundaki hassasiyetini olumlu karşılıyorum. Benim o yazıyı kaleme alma amacım, dil bilgisi konusundaki duyarlılığımı daha geniş bir kitleye yaymak ve Türkçemizin doğru kullanımına katkı sağlamaktı. Yoksa, de'leri ayıramayanları aşağılamak ne haddime! 

 

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERSaadet Işıl Aksoy