UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

ARAS BULUT İYNEMLİ YENİ TARZIYLA İZLEYİCİYİ ŞAŞIRTACAK!

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

ARAS BULUT İYNEMLİ YENİ TARZIYLA İZLEYİCİYİ ŞAŞIRTACAK!

SİNA KOLOĞLU-Milliyet

DİZİNİN ADI YOK

Dizinin adı hâlâ net değil. ‘Kod Adı Aras’ olarak hep dolaştı. Duyduğum, senarist şimdilik ‘kod adı’ içeriğini yazıyormuş. Yoksa dizinin adında ‘Kod Adı’ geçmiyormuş.

Hikaye İstanbul’un bir mahallesinde başlıyor. Sakat bir mahalle. Aras (Aras Bulut İynemli) burada doğuyor, yaşıyor ve kaçıyor. Kendisi ne ilginçtir ki böyle bir ortamdan ‘rockçı’ olarak çıkıyor. Grubu var ve müzik yapıyor. Sonra yurt dışına gidiyor ve Sena’yla (Dilan çiçek Deniz) tanışıyor. Aradan geçen yıllar onları İstanbul’da bir başka sürprizin ve hikayenin içine atıyor. Bu kadar bilgi yeter, çünkü ayrıntılara girmemem konusunda söz verdim.

Hangi rock’çıya benzeyecek?

Merak ettiğim konu, benim de ilgi alanım olan ‘rock grubu’ işiydi. Öğrendiğim kadarıyla müzisyenlik ilk birkaç bölüm geri planda olacak. Sonrasında müziğinin öne çıkarılması düşünülüyor. Aras Bulut İynemli ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’de Mete karakteriyle bu işi iyi kıvırmıştı. Hafif Erol Büyükburç havalarında, okul orkestrasının solisti olarak söylediği şarkılar, izlenme rekoru kırmıştı. ‘İyi Düşün Taşın’, ‘Ağlaya  Ağlaya’ ve ‘Boğaz Yolunda’ gibi parçalar mesela... Bugünün Aras’ı nasıl bir tarzı benimser? Duman grubunun solisti sevgili Kaan Tangöze’nin duruşu, İynemli’ye ‘cuk’ oturuyor. Hatta bu grubun şarkılarından biri Aras tarafından yorumlanırsa, hoş bir sürpriz de olabilir.

‘Bodrum Masalı’nda parladı

Dilan Çiçek Deniz, ‘Bodrum Masalı’nda parladı. ABD’de ‘The American Academy of Dramatic Arts’ta iki ay oyunculuk eğitim alacağı yazıldı. Sonra burada silikon yaptırdığı duyuruldu. Bu iki başlık yan yana geldi ve aklıma ‘Ters bir pazarlama mantığı var mı?’ sorusunu getirdi. Bu dizi, aslında genç ismin oyunculuğunu da bizlere test ettirmiş olacak. Duyduğum, senaryo konusunda oyuncularla uzun bir konuşma yapılacakmış. Kim, neyi, ne kadar anlamış, ekranda göreceğiz tabii ki.

‘EVLENDİRİRSEM ŞAŞIRMAYIN!’

Esra Erol, yeni dönemdeki ilk programında işareti verdi; “Arada ben birilerini evlendirmeye kalkarsam şaşırmayın, 10 yıllık alışkanlık var.” Aslında kendi bekar arkadaşlarına gönderme yaparken, sezonda neler olabileceğinin de sinyaliydi. Nitekim ilk programda “Caner’le Berke Ne Olacak?” diye sordular (!)

SKORA GÖRE YORUM

Sırbistan-Türkiye maçında durum 21-13... Aleyhimize yorum: “Sırbistan çok tecrübeli takım. Hepsi tecrübeli.” Farkı dört sayıya indirdik: “Ne olduğunu anlamadılar. Akın akın gelmeye devam ediyoruz.” Yine öne geçiyorlar: “Sırbistan, şampiyon adaylarından biri. Hazırlık maçlarında kim geldiyse önüne, süpürdü.” NTV spor’da skora göre yorumdan bir demet.

 

MESUT YAR-Posta

ZOR DOSTUM ZOR

Dolaylı da olsa yeni yayın döneminin önceki sabah itibarıyla başladığını kabul edersek, kuşak programlarının ilk yayın itibarıyla çatırdadığını da kabul etmiş olacağız...

En azından reyting listeleri öyle diyor. İzdivaç programlarının bitmesiyle birlikte hücuma uğrayan kriminal alanda stüdyoda bir uzun kanepe, onlarca iddia sahibi, bir iki psikiyatrist veya hukukçuyla çözülmeye çalışılan suç ve kayıp dosyaları ilk günden izleyicinin ilgisini çekemedi...

Bu konuda yaz boyunca karınca gibi çalışan “Gerçeğin Peşinde” (TV8) deyim yerindeyse yeni rakiplerine tur bindirdi...

Çok ciddi kadrolarla işe girişen kimseyi rencide etmek istemiyorum ama bu hatta bir iki isim dışında kimseye ekmek çıkmayacak gibi. O isimler de biliniyor zaten!

PARAVAN HARİÇ HERKES ORADA

İzdivaç programlarının oyun dışı kalmasıyla formatını değiştiren isimlerden en çok merak edileni olan Esra Erol (atv) önceki gün ekrana çıktı...

Açıkçası programda stüdyo, orkestra ve yerleşim düzeni aynıydı. Sadece o meşhur paravan kaldırılmış ve konular daha çok mutluluk ve başarı öykülerinden oluşuyordu...

Gerçi bir önceki sezondan kalan Caner’in ekrana çıkmasıyla “Yoksa Esra rakiplerine feyk mi atacak?” diye düşünmedim değil...

Neden sonra program dediğim akışa bağlandı ama o sırada Esra Erol’un sosyal medyasına gelen hoşnutsuzluk mesajları “Esra Erol’da” isimli programında işinin kolay olmayacağının küçük bir göstergesi olarak kenara not düşüldü...

KIRMIZI RENKLİ NAZAR

Kriminal ya da şöyle söyleyelim suç ve ceza odaklı kadın kuşaklarının üç sunucusunun da tanıtımlarında kırmızı renkli elbise kullanması bana ilginç geldi...

Balçiçek İlter (Star TV), Seda Akgül (FOX) ve Esra Erol (atv) kırmızı şık elbiseleri içinde bir dönemin efsane dizisi “Çarli’nin Melekleri” gibi duruyordu...

Böylesi pişti durumu içerikleri de hesaba katarsak tuhaf bir ironi oluşturdu. Genel olarak nazar çekeceğine inanılan kırmızı, üç sunucunun da nazara kurban gittiğine beni inandırdı. Bu da işin fantezisi olsun...

YİNE O SAAT...

Bayram boyunca açmadığım mail kutuma gelen notlar içinde en popüleri “Adını Sen Koy” (Star TV) isimli dizinin saatinin TRT’deki yayın saatine alınmasıyla ilgiliydi...

Bu konuda bir TV yazarı olarak benim yapabileceğim bir şey yok. Ama önceki günün reyting manzarası saatlerde bir değiş tokuş olabileceği ihtimalini ortaya koydu. Az ihtimal, hiç ihtimalden iyidir, net!

SAHİ KİM NASILDI?

Balçiçek İlter (Star TV) ilk yayınında tutuktu. Seda Akgül (FOX) ilk kez karşılaştığı formatın heyecanıyla yüksek tondan konuşuyordu. Esra Erol (atv) programın kimi yerlerinde ne yapacağını şaşırdığı için ürkek görünüyordu.

Serap Paköz

Yasemin Bozkurt (Kanal D) geçen yıl kısmen teve2’de denediği formatın bir benzerini sunduğu için biraz daha rahattı.

Yasemin Bozkurt

Serap Paköz (TV8) bıraktığımız yerden devam ediyor, Hande Ataizi (FOX) ise yeni saatine alışmaya çalışıyordu. Kurban Bayramı’nın son gününe ve bir hayli düşük izleyici kitlesine denk gelen ilk sezon gününde psikolojik analizimden çıkan sonuçlar bunlardır efendim...

Hande Ataizi

İlk gün fena değil...

“Bit pazarına nur yağdı” tespiti bu sezon için çok kullanacağımız lakırdılardan olacak...

“Yemekteyiz” isimli yarışmanın TV8 ekranında yeniden hayat bulması hakkında ilk yorumum bu. Ancak kabul etmek gerekir ki programa “Kiralık Aşk” dizisinden tanıdığımız oyuncu Onur Büyüktopçu bir sunucu olarak ciddi bir izlenme hızı kazandırmış gibi görünüyordu...

“Yemekteyiz” reyting listelerinde bıraktığı yerden çok daha iyi bir skor alarak ilk gününü kazasız tamamladı. Bundan sonrası için merakım karşısına çok izlenen günlük diziler kurulduğunda Onur’un programın onurunu nasıl kurtaracağı? Bana kalırsa sorun yok. Ama izleyici bu yıl bir yerlere takılıp kalacakmış gibi görünmüyor...

 

MEVLÜT TEZEL-Sabah

Yaşar Alptekin’in FETÖ itirafı

Posta'dan Oya Çınar'a konuşan eski manken ve oyuncu Yaşar Alptekin, "Eskiden Fetö'cüydüm, artık Menzil Cemaati'ndeyim" dedi.

Alptekin, 80'ler ve 90'larda sinemada ve podyumlarda asi gençliğin sembolüydü, Lambada gençlik fırtınasının kahramanıydı.

Anneler çocuklarına ibret olsun diye Alptekin'in gösterip 'Bunun gibi olmayın, şuurunuzu kaybetmeyin' derdi. Zaman içerisinde büyük bir değişim yaşadı, dindar olması çok konuşuldu vs.

Alptekin'in kariyerine bakarsanız hep bir değişim içinde olduğunu görürsünüz. Alptekin bu iki fotoğrafı, yaşadığı hızlı değişimlerin en çarpıcı örnekleri belki de. Bu değişim dönüşüm maddi mi, yoksa manevi kaynaklı mı onu Allah bilir!

SAMİMİ Mİ?

Benim röportajda asıl ilgimi çeken ise Alptekin'in FETÖ ile ilgili yaptığı açıklamalar.

Alptekin: Ben de FETÖ'cüydüm.

2004-2008 arası onlarlaydım. Türkiye'nin yüzde 70'i kandırıldı.

Muhabir: Ne zaman uzaklaştınız?

Alptekin: 2008'de ihtiyacı olan iki çocuk için cemaatten zekat mahiyetinde burs rica ettim. "Para yoksa okutmayız" dediler.

"Böyle Müslümanlık olur mu?" dedim ve ayrıldım.

Aslında Alptekin, satır arasında 17-25 Aralık operasyonlarından önce FETÖ'den ayrıldığına dikkat çekiyor.

Alptekin'i bir din bezirganı, güç nerdeyse oraya yanaşan bir yancı ya da doğruyu arayan ve bu süreçte yanlışlar yapan bir Müslüman olarak da görebilirsiniz. Ama Alptekin'in "Eskiden Fetö'cüydüm, artık Menzil Cemaati'ndeyim" demesinin açılımı 'Eskiden Fetullahçı terör örgütündeydim'dir.

Bu aslında büyük bir itiraf. 15 Temmuz'da halkın üstüne bomba yağdıran darbeci pilotlardan, hükümete operasyon düzenleyen savcılardan, hükümete karşı algı operasyonları düzenleyen FETÖ medyasında çalışan gazetecilerden bugüne kadar 'Fetullahçı terör örgütündeydim' diyene rastlamadık. Meseleye sadece bu açıdan baktığınızda Alptekin bir samimiyet abidesi gibi duruyor.

Aldinç topu 90’a taktı

Yaşar Alptekin röportajda magazin gündemine de malzeme vermiş: "Yeşilçam'ın meşhur öpüşme ve yatak sahnelerinde gerçek etkileşim oluyordu. Tüm rol arkadaşlarımla aşk yaşadım. Molalarda da bir şeyler yaşıyorduk... Haliyle rol, gerçeğe dönüşüyordu." Alptekin 46 filmde rol aldı. Alptekin, bu deli saçması açıklamasıyla birçok oyuncuyu da zor durumda bıraktı. Ama hak ettiği yanıtı Ayşegül Aldinç'ten aldı. 1987 yapımı 'Kara Sevda' filminde Alptekin ile cesur sahnelere imza atan Aldinç, Twitter'dan 'O 'yaşar'ken ben de orada mıydım acaba?' dedi ve topu 90'a taktı. Bu arada Alptekin ile Aldinç yıllar sonra tekrar gündeme geldiler, memlekete millete hayırlı uğurlu olsun.

Ne olacak bu okul servisleri?

Daha iki hafta önce İzmir'de 3 yaşındaki Alperen Sakin'in, uyuduğu okul servisinde unutulunca havasızlıktan yaşamını yitirmesini tartışıyorduk.

Servis şoförü tutuklanmıştı, ayrıca okul servisi korsan çıkmıştı. Yetkililer, Türkiye'deki bütün okul servislerini incelemeye alacaklarını söylemişti.

Dün Anadolu Ajansı şu haberi geçti: 'Ümraniye'de servis taşımacılığı yapan iki grup arasında bir okul bahçesinde çıkan silahlı kavgada biri kadın üç kişi yaralandı. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı. Yaralıların durumunun ağır olduğu öğrenildi...' Tekrar yazalım: Birbirlerini silahla vuran servis şoförleri, hem de okulda!

Google'a 'okul servisleri' yazın; karşınıza ilk olarak 'Sapık servis şoförü', '350 servis şoförünün sabıkalı olduğu ortaya çıktı', 'Servis şoförleri kavga etti', 'Okul servislerinin yalnızca yüzde 1'i kusursuz çıktı' haberleri çıkar.

Çocuklarımızı emanet ettiğimiz okul servislerinde yaşanan bu rezaletlerin kesin bir çözümü yok mu?

Veliler çocuklarını servislere bindirirken gözleri hep arkada mı kalacak?

Beşiktaş’tan Denizli’ye sansür

Siyah-beyazlı yönetim, Beşiktaş'ı şampiyon yapan tüm teknik direktörlerin büyük boy resimlerini Vodafone Park'a astı. Ancak 2008-09 sezonunda hem lig, hem de Türkiye Kupası'nı kazandıran Mustafa Denizli'nin fotoğrafını es geçti. Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, göreve geldiğinde ilk olarak Mustafa Denizli'yi takımın başına getirmek istemiş ancak başarılı hoca bu teklifi geri çevirmiş ve Orman da Denizli'ye kızgın olduğu için fotoğrafını Vodafone Park'a koydurmamış. İddia böyle...

Bu köşede Beşiktaş'ta son dönemde yönetim anlamında yaşanan modernleşmeyi, atılan doğru adımları birkaç kez yazmıştım. Eğer iddialar doğruysa, bu tavrı Orman'a yakıştıramadım.

Denizli'nin fotoğrafının Vodafone Park'ta olmaması hem teknik direktöre, hem de taraftara yapılmış bir ayıptır. Ne yani, Denizli'nin fotoğrafını koymayarak o şampiyonluk yok mu sayılıyor? O zaman üçüncü yıldız da formadan sökülsün.

Böyle saçmalık mı olur? Tarihi değiştiremezsiniz! Denizli, Beşiktaş taraftarına iki kupa kazandırarak tarihe geçişmiştir. Ben, Orman'ın hatasından döneceğine inanıyorum.

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERKÖŞE YAZARLARI