ALİ EYÜBOĞLU-Milliyet
ESRA EROL’DA NELER OLUYOR?
İzdivaçlar yasaklanınca ne yapacağı en çok merak edilen isim Esra Erol’du. Erol, ATV’de yeni sezonu yeni formatla açtı, ama eleştiriler de başladı:
“RTÜK, izdivaçları, onlarla özdeşleşen isimleri ve barıştırma programlarını yasakladı, ama Esra Erol’un geçen sezon evlendirdiği Berke – Caner Toygar, barıştırma gerekçesiyle locada. Değişen bir şey yok Esra Erol’da.”
Tatilde TV izlemediğim için Esra Erol’un yasağı ihlal edip – etmediğini bilmiyorum, ama şunu biliyorum:
RTÜK’ün sözlü uyarısıyla evlilik ve barıştırma programlarını kaldıranlar kayıtsız kalmadı bu duruma…
Evlilik ve barıştırma programlarından olan kanal yöneticileri, ATV ve Esra Erol’u şikayet etti RTÜK yönetimine…
Sanıyorum RTÜK’ün yapacağı ilk toplantıda belli olur işin akıbeti!
MEZARLIKTA FİLM İZLEMEK
Brezilyalı yazar ve yapımcı eşi Santini’yle Los Angeles’ta yaşayan ve mesleğini burada sürdüren senarist – yönetmen Biray Dalkıran, sayesinde öğrendim Hollywood’da mezarlıkta bile film seyredildiğini.
Dalkıran, yeni hobisinin Hollywood Forever Mezarlığı’nda piknik yapıp, film izlemek olduğunu yazdı, Instagram’dan paylaştığı fotoğrafın altına.
“Mezarlıkta film mi izlenir?” diyorsanız, Dalkıran’ın yazdıklarına dayanarak açıklayayım sebebini:
Johnny Ramone, Cecil B. DeMille, Jayne Mansfield ve Rudolph Valentino gibi yüzlerce Hollywood yıldızının gömülü olduğu mezarlıkta, her cumartesi akşamı bir film gösterimi yapılıyor.
Bu mezarlıkta yatan yönetmen ve oyuncuların filmleri tercih ediliyor. O filmlerde görev yapıp, hayatta Bize göre ilginç olan bu kültürel aktivite, Los Angeles’ta yaşayanlara göre rutin ya da sıradan…
KALDIRIMI OLMAYAN TURİZM CENNETLERİ!
Arife ve bayramın birinci gününü Hakkari’de, devamını ise Çeşme Ilıca’da geçirdim. Bayramın ardından birkaç gün de Ayvalık Cunda’da tatil yaptım.
Hakkari, Türkiye’nin en fakir illerinden biri…
Çeşme ve Cunda, insanların yaz aylarında tatillerini geçirmek için adeta para akıttıkları iki turizm beldesi…
Hakkari’de kayyumun yönettiği belediye, şehrin alt yapısını yaptığı için her taraf şantiye... Orada atamadığım günde 10 bin adımın fazlasını Çeşme Ilıca’da atarım dedim, ama ilk denemem hüsranla bitti. Türkiye’nin en gözde tatil beldesinde doğru dürüst kaldırım yok, olanlar da otomobillerin işgali altında... Ara sokaklardaki kaldırımları ise vakt-i zamanında dikilen ağaçların kökleri kevgire döndürmüş vaziyette... Allah’tan Sheraton Oteli’nin yanındaki halk plajına paralel birkaç yüz metrelik kaldırım yeni yapıldı da, ha bire orayı turladım.
Cunda’nın sahili fena değil, ama diğer yollar felaket... Ben spor ayakkabıyla yürüyemedim, topuklu ayakkabılarla oralardan geçenlerin vay haline...
Yıllarca, “Kaldırımdan başka bir iş yapmıyorlar” denen bazı belediyelerin zaman içinde bu melekeleri kayboldu galiba.
GÜNÜN SÖZÜ
Küçük insanlar dengini, büyük insanlar kendini arar.
(Yunus Emre)
Sina Koloğlu
‘BEN SADETTİN TEKSOY, GELİYORUM’
Levent Kırca ne muhteşem yapardı, “Ben Sadettin Teksoy, sokarım” esprisini. Teksoy, özel televizyon ekranının tartışmasız en özel isimlerinden biri. Uzun bir aradan sonra ekrana dönüyor. Yeni sezonda, Teve2’de izleyiciyle buluşacak. Bakalım yine Manisa’da Tarzan arayacak mı?
Özlem Gürses uzun bir aradan sonra ekranda
Televizyona ara veren Özlem Gürses, Teve2’de izleyiciyle buluşacak. Gürses, bire bir söyleşiler yapacak. Karşısında tanımadığı bir kişi olacak. “Merhaba, nasılsınız?” diyerek sohbete başlayacak. Hem Özlem Hanım hem de biz, kişinin hikayesini dinleyeceğiz ve tanıyacağız.
Sertel’le yemekten daha fazlası
Ezgi Sertel, Teve2’de farklı bir formatla karşımıza çıkacak. Özetle; sosyal medyada takipçileri fazla olan, daha çok kadınlar ve ilişkiler üzerine ahkâm kesen blogyazarlarından oluşan bir ekiple, ev muhabbeti yapacak.
‘Muhteşem Yüzyıl’ın en iyi bölümleri
‘Muhteşem Yüzyıl’, “İlk sezonu çok başkaydı” denilen bir diziydi. Rahmetli Meral Okay’ın imzasını attığı bölümlerdi bunlar. Tekrar izlemek isteyenler için iyi bir fırsat. Teve2 yeni sezon için, bu bölümleri almış.
Yeni keşifler dizisi
Kanal D’nin ‘Ver Elini Aşk’ dizisinde, oyunculuğuyla kendini ispatlamış Ali İl (Kaan) ve ilk başrolüyle star ufkuna doğru yol alan Sevda Erginci (Ayperi) rol alıyor. Dizi nasıl? Biri, ‘Bu rol geldi oynuyoruz’ diğeri, ‘Ay bakalım beğenecekler mi?’ heyecanında. Bu arada, diğer başrolün bebek olduğu unutulmu-yordur herhalde? İzlenme oranları;
AB grubunda karşılığını bulmuş, total ise ‘Ben eski dizilerimi izlerim’ demiş.
Dizinin aslında filmi var
ATV’nin yeni dizisi ‘Seven Ne Yapmaz’, Kore uyarlaması. Seren Şirince (Nazlı) ‘romantik kızımız’dı. Oyuncu her rolü oynar anlayışı yüzünden, Şirince’nin gözleri kan çanağı oluverdi. Proje, aynı isimle 70’li yılların Hülya Koçyiğit-Kartal Tibet filmidir. Dizinin de aslında bu minvalde gideceğini hissederek yazmış bulundum. Yusuf Çim ise (Ozan) romantik yaz dizilerimizin sevilen isimlerinden. Acaba bu projeden aşk haberi çıkar mı? En çok onu merak ediyorum. İzlenme oranı, ikilinin dizi seti ve dışındaki durumlarına bağlı. Total izleyicide karşılığını bulur. 13 bölümü tamamlarsa, iyi devam eder.
Şive sorunu
Her iki projeye yapılan ortak eleştiri, şive. Antep şivesi ve Safranbolu şivesi, olmamış. Şive, dizilerimizin baş belası.
Tiyatro kökenliler yapıyor da, “Star olacağım” diyen genç nesil beceremiyor!
MEVLÜT TEZEL-Sabah
Araba 97 model ve ev kirayken sevenler
Tolga Çevik, eşi Özge Yılmaz Çevik'le olan 13 yıllık evliliğini, sosyal medya hesabından şu duygusal paylaşımla kutladı:
'Öncelikle beni, 97 model arabam 68 bin km'deyken ve evimiz kirayken seçtiğin, bana tahammül ettiğin, bana güzel bir hayat ve huzur, yetmezmiş gibi iki de hayırlı evlat verdiğin, ikisini de 'ay hayatım bakıcı şart' demeden, arkadaşların gezerken, sen evinde, kucağında, salladığın, doğururken 'Allah aşkına şu kadrajcı fotomuzu çeksin' diye moda deliliği yapmadığın, 'Mutlaka her hafta orada burada gözükmemiz gerekir, evde bakıcı olmalıdır' demediğin ve ne olursam olayım beni ve evlatlarımızı sevdiğin için sana ayrı aşığım. Senin kıymetini bilmek bile insana haz veriyor. Birlikte nice 13 yıllara Özgiş Hanım. Sene-i devriye'miz yuvamıza hayırlı olsun."
Bir ünlü, eşini bundan daha güzel onore edemez herhalde. Elbette hayatını sadece kocasına, çocuklarına, ailesine adayan milyonlarca kadın var. Özge Hanım'ın yaptığı fedakarlığın daha fazlasını kocası asgari ücretle evini geçindirirken yapanlar da var. Ama günümüzün ünlüler dünyasında Özge Hanım gibileri az. Peki, Özge Hanım kocasıyla birlikte fotoğraf karelerinde bile yer almamaktan yüzde 100 mutlu mudur sizce? Kocası şov dünyasının pırıltılı ışıkları altında yaşarken hep geride kalmaktan hiç mi canı sıkılmadı? Ya da şöyle sorayım; bir kadının bütün hayatını, kariyerini ailesine adaması onu ne kadar mutlu eder? Eskiden bizden önceki kuşaklarda bu soruyu sormak bile saçmaydı, peki ya şimdi?
Hep aynı fotoğraf
Irma kasırgası yüzünden Florida'da 700 bin kişi için daha tahliye kararı verildi. Florida'dan tahliye edilenler karayollarında uzun kuyruklar oluşturdu. Kilometrelerce kuyruğun olduğu otoyollarda, sürücüler kurallara uyarak emniyet şeridini boş bıraktı.
Yine ABD'den bir kasırga haberi ve yine bildik bir fotoğraf, lakin paylaşmakta fayda var. Her zaman, her şartta bir ülkenin tamamında kurallara harfiyen uyulduğunu görmek güzel. Cezalar ağır olursa, polis cezaları harfiyen uygularsa ve halk da bilinçli olursa ortaya böyle güzel bir tablo çıkıyor işte. İyi ki, dört mevsimin yaşandığı, hava koşullarının hayatı nadiren felç ettiği cennet bir ülkede yaşıyoruz. Irma gibi devasa kasırgaların Türkiye'de yaşandığını düşünsenize!
Fenerbahçe, Yıldırım’dan güçlü değil
Aykut Kocaman'ın basın toplantısını canlı yayınlayan FB TV'de, kameranın pilinin azalması sebebiyle yayın kesildi ve ekrana bu görüntü yansıdı. FB TV'nin kamerası bile olayın farkında, isyan edip subliminal mesaj vermiş; 'Yönetimi değiştirin' diyor. Ya o ağlayan Fenerbahçeli çocuklara ne demeli? Ben geçtiğimiz sezon büyük oğlanı (9 yaşında) üç maça götürdüm, üçünde de puan kaybettik, oynanan futbol rezildi. Ben başta oğluma 'Gerçek taraftar kötü günde takımına sahip çıkar' falan diyordum, baktım bizimki Fenerbahçe'yi izlemekten futbola küstü, artık maçlara götürmüyorum. Büyük bir sürpriz olmazsa bir yılı daha çöpe attık! Aziz Yıldırım, Fenerbahçe'yi her geçen sezon daha sıradan bir takım yaptı, hatalı transferlerle batırdığı paralarla kulübün geleceğini de ipotek altına aldı.
Peki, bu trajedi daha ne kadar devam edecek? Fenerbahçe taraftarının en büyük farkı; Galatasaraylı, Beşiktaşlı ve Trabzonsporlular gibi uzun süreler şampiyonluğa hasret kalmamasıydı. İşler kötü gidip de taraftar yönetimi istifaya çağırdığında hemen başkan değişirdi çünkü Fenerbahçe'de muhalefet vardı. Şimdi ise koca FB camiası, Aziz Yıldırım'ı istifa ettirecek bir güce sahip değil. Asıl acı olan da bu!
Instagram’daki çalıntı fotoğraflar
Eda Taşpınar'ın Instagram'da 'Gece denize girmeden yaz bitmez' notuyla paylaştığı fotoğraf, başka bir kullanıcıya ait çıktı. Aynı fotoğrafı, Whattpad uygulamasında TheQueenOfColors isimli hesap bir hafta önce kullanmış! Taşpınar, bu paylaşımda siyah-beyaz filtre kullandı ve kendisiyle birlikte üç arkadaşını da fotoğrafa etiketledi... Birçok magazin sitesinde vardı bu haber.
Daha yeni Aleyna Tilki'nin Instagram hesabında paylaştığı bazı fotoğrafların başka yabancı hesaplardan çalıntı olduğu ortaya çıkmıştı ve genç şarkıcı sosyal medyada espri konusu olmuştu. Eda'nın, Aleyna'nın son vukuatından haberi yok muydu? Kendisinin de kolayca yakalanacağını hesaba katmadı mı? Eda'nın Instagram hesabına girdim. Evet, Eda aynı fotoğrafı kullanmış, ismini de etiketlemiş ama mesajının en sonuna (temsili) diye yazmış. Yani Eda'yı fotoğraf çalmakla suçlamak hata olur. Öte yandan temsili fotoğrafı siyah-beyaz filtre kullanıp kendisinin ve arkadaşlarının ismini etiketlemesi de enteresan! Beni böyle görsünler, fotoğraf başka hesaptan ortaya çıkarsa da alta zaten (temsili) yazdım diye mi düşündü acaba?
Her neyse. Çalıntı reklamlar, klipler, şarkılar, senaryolardan sonra şimdi de çalıntı Instagram fotoğraflarını haber yapacağız galiba. Sosyal medya iyi güzel ama yalanı, hilesi, hurdasız çok. Ünlüler bile sırf daha çok takipçi kazanmak, imajını taze tutmak ve haber olmak için başka insanların fotoğraflarını kendisiymiş gibi kullanıyor çünkü bu işte para var. Bir tweet'e bile 10-20 bin lira verenler var. Benim asıl merak ettiğim, sosyal medyaya reklam verenlerin ne dediği? İnsanları aldatan, sahte takipçilerle hesaplarını şişirenlere neden reklam veriyorlar? Kendi markalarının güvenirliliğine zarar verdiklerini düşünmüyorlar mı?
