UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

MESUT YAR YAZDI: "NE YAPIYORSUNUZ YAHU?"

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değindiler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

MESUT YAR YAZDI: "NE YAPIYORSUNUZ YAHU?"

MESUT YAR-POSTA

Ne yapıyorsunuz yahu?

 

Başından sonuna izlediğim program sayısı bir elin parmak sayısıyla aynı. Meslek dolayısıyla izlediklerim ise saymakla bitmez...

İzlediklerim üzerinden gidersek “Yemekteyiz”i (TV8) ilk üç sıraya koyarım... Eğlenceyse eğlence, sosyal deneyse deney, öğrenmekse keza; sofradaki tabaklar gibi çeşidi bol bir program. Ama!

Son haftalarda çok ilginç kadrolar seçiliyor. Hele ki şu son hafta. Rakibine bilenip “Ben bu kadını ağlatacağım” diye sofraya oturanlar mı istersiniz yoksa “Senden ev kadını filan olmaz” diye 50 küsur yaşında bir yarışmacıyı aşağılayanlar mı? Uzatmak istemiyorum.

Havada uçuşan o 1 puanlar ve havsalamı kirletmeyeceğim küstahlıklarla biten koca bir hafta... Ve her saniye beklediğim ama bir türlü gelmeyen “Hanımlar beyler bu sadece bir yarışma; ne yapıyorsunuz yahu?” sorusu...

Belli ki sofralarda “vicdanın sesi” olan sunucu Onur Büyüktopçu iyilikten ümidini kesti. O zaman bir izleyici olarak ben sorma hakkımı kullanıyorum: “Ne yapıyorsunuz yahu?”

Maşallah diyelim

Ekranın istikrar abideleri var. Kaç sezondur yerlerinden kıpırdatmak mümkün olmadı. Özellikle de gündüz kuşağında. “Gelin Evi”, “Zahide Yetiş’le” (Show TV), “Duymayan Kalmasın” (Star TV), “Müge Anlı ile Tatlı Sert”, “Esra Erol’da” (atv), “Dr. Feridun Kunak Show” (Kanal 7) bir nefeste sayabildiklerim... İşte onlar ne yapıyorsa gündüz kuşağında onu yapmak lazım. TV hayatında artık günün her saati değerli!

Son kararın mı?

Nursel Ergin’in Kanal D’den ayrıldığını not düşelim. Önce program (Nursel’le Evin Tadı) yayın akışından çıkarıldı, sonra tekrar farklı bir saate kondu ve son olarak önceki gün Nursel kardeşimiz noktayı koydu: “Benden buraya kadar”...

Bazen bu köşeye ışık hızıyla düşen notlar aynı hızla değişiyor ve inanın yetişemiyorum. Televizyon dünyasının dönme hızı hakikaten insanın nefesini keser oldu. Durum budur vesselam!

Görmezden mi gelelim?

Seksenli yılların ortasından 90’lı yılların ilk çeyreğine kadar süren Latin Amerika dizileri rüzgarı tersine çevrildi...

Şimdi bizim dizilerimiz Orta ve Güney Amerika’da o çok alışıldık büyük kasırgalar gibi esip duruyor... “Fatmagül’ün Suçu Ne”den başlayın da “Kırgın Çiçekler”e (atv), “Kara Sevda”dan yürüyün de “Elif”e (Kanal 7) kadar haftalık ya da günlük onlarca dizi şimdi o coğrafyanın ekranlarında...

Bunun üzerine bir de “Survivor” ve izdivaç gibi formatları ekleyin. Böylece yaptığımız televizyonculuğun gücünü anlayacaksınız. Eleştiri benim kitabımda “olumlamak” anlamına geliyor; görmezden gelmek değil!

Elçiye zeval olmaz!

Digitürk abonelerinin sıkıntıları var. İletişim de bunların başında geliyor. beIN Media gibi bir dünya devinin satın aldığı platformda bazı kanalların kapasite sorunundan dolayı HD yayınlanmıyor oluşu, ağırlıklı spora odaklanmış bir büyüme, film kanallarının (büyük tedarikçilerin çekilmesiyle) cazibesini yitirmesi, Eutelsat uydusu üzerinden alının hiç yerli müzik kanalının olmayışı ve görüntü kalitesizliği abonelerden bana gelen şikayetler...

Zahmet olmayacaksa, bunu “abonelerin sözcüsü” olarak aktarabileceğim bir müşteri temsilcisine bağlanabilir miyim?

Eh artık konuşalım!

Yarın bu köşede yazım yok. Malumunuz pazartesi nadas hakkımı kullanıyorum. O yüzden bir minik rica notunu şimdiden düşeyim...

Lafın giderek azaldığı, konuşma sırasında kullandığımız kelimelerin onlu hanelere düştüğü, bilgi yerine fikirlerin havada uçuştuğu bir dönemde şöyle ağız tadıyla bir sohbet programı izlemek istiyorsanız yarın ve hafta içi her gece 23.45’te “360TV” ekranında “Mesut Yar ile Laf Çok” programında buluşalım...

Sizin tanımınızla “özlenen” programın yedinci sezonu Sadettin Teksoy, Selçuk Yöntem ve Yonca Evcimik üçlüsüyle başlıyor!

 

ALİ EYÜBOĞLU-MİLLİYET

ABD’li kızların ailesini araması kimlere yaradı?

 

Biri üç, diğeri yedi yaşındayken İncirlik Hava Üssü’nde görevli Amerikalı askerlere evlatlık verilen veya satılan iki kız kardeşin Adana’da biyolojik ailelerini arama savaşını izledik hafta boyunca…

 İzlediğimiz sadece iki genç kız kardeşin dramı mıydı? Hayır… Medyada çıkan haberleri ihbar kabul eden Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, konunun soruşturulup, suçluların ortaya çıkmasına izin verdiği talimat şöyle:

“Adana Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından Adana İncirlik Hava Üssü’nde çalışan bazı ABD’li askerlerin, yaygın olarak 1980-1990 yılları arasında, para karşılığı bebek satın aldıkları ve yurtdışına götürdükleri yönünde iddiaların basın yayın organlarında haber olarak yer alması ihbar kabul edilerek resen soruşturma başlatılmıştır. Savcılara verilen talimatta, söz konusu haberlerde adı geçen kişilere ulaşılarak olay mağdurlarının araştırılıp tespit edilmesi istenmiştir. Şikayet ve delillerin toplanması için mağdurların ifadelerinin alınması istenilen yazıda ayrıca bebeklerini satan, bebek satın alan, bebek alım satımına aracılık yapan şahısların tespit edilerek ‘şüpheli’ sıfatıyla yukarıda belirtilen suçlardan savunmalarının alınması yönünde talimat verilmiştir.”

Örtbas edilen suçlar

Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı bu soruşturmaya göre işlenen suçlar ne?

‘Soybağını değiştirmek’,  ‘Resmi belgede sahtecilik’ ve ‘Göçmen kaçakçılığı’…

 ATV’de Esra Erol ve TV 8’de Serap Ezgü, bazı hastanelerde doğum yapan kadınların çocuklarının başkalarına satıldığına dair konuları gündeme getirince, olanları hatırlayın. Sağlık Bakanlığı, iki programı RTÜK’e şikayet ettiğinde, bakanlığın asıl yapması gereken şeyin, Esra Erol’la Serap Paköz’ü susturmak değil, bu iddiaları araştırmak olduğunu yazmıştım.

 Dünyada birçok insanın kapağı atmak istediği Amerika’nın vatandaşı iki genç kızın, yıllar sonra biyolojik ailelerini bulma savaşı kadar, annelerin doğurdukları bebeklerin (ölü ya da diri) akıbetini öğrenme hakkı da var…

GEZEGEN AÇIKLADI VE LİSTE TARTIŞMASI BİTTİ

Kral Grubu Genel Müdürü Mehmet Akbay, Beyaz TV’deki ‘Söylemezsem Olmaz’ın canlı yayınına bağlandı ve müzik listeleri üzerine yapılan tartışmalara son noktayı koydu.

İşte radyo dünyasının otoritelerinden olan ‘Gezegen   Mehmet’in                 söyledikleri:

“Kral TV olarak bizim açıkladığımız şarkı listesi… Şarkı listesiyle sanatçı listesi örtüşmeyince, arkadaşlara sordum Kral Pop Radyo’da 2017 yılında en çok hangi sanatçı çalınmış diye.

Elime şu veriler geldi:

Hande Yener birinci, Sıla ikinci, Buray üçüncü, İrem Derici dördüncü, Demet Akalın beşinci, Yalın altıncı, Berkay yedinci, Sezen Aksu sekizinci, Tarkan dokuzuncu, Gülşen onuncu.

Bu veriler karşısında ben de şaşırdım.

Sonra diğer ulusal radyolar hangi sanatçıları çalıyor diye araştırdım.

Sıla birinci, Hande Yener ikinci, Buray üçüncü, Demet Akalın dördüncü...

Yerel ve ulusal bütün radyoları baz aldığımızda da Hande Yener birinci çıkıyor.”

Başka sorusu olan?

Yok mu?

Tartışma bitmiştir o zaman!

KADINA ŞİDDETİ ANLATAN OYUN

Fiziksel, cinsel veya ekonomik şiddetin sığınma evine mahkum ettiği kadınların dramını anlatan ‘Mor’ adlı oyunu izledim cuma akşamı.

Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’ndeki oyunda Nilsu Akman, Canan Tuğaner, Eda Özdemir, Ayşegül Yalçıner, Hafize Balkan ve Eser Rüzgar’ın replikleri, izleyenlere hiç de yabancı gelmeyecek türden. Çünkü oyunu yöneten Ali Yalçıner’in ’Mor’ için yazdıkları, Türkiye’nin bir türlü önüne geçemediği acı gerçekler.

Cezaların ağırlaştırılmasına, şiddetin bitmesi için yapılan kampanyalara rağmen, erkek şiddetiyle öldürülen kadın sayısının her yıl arttığı bir ülkede yaşıyoruz maalesef…

Geride bıraktığımız yılda bile, erkeklerin 409 kadını öldürdüğü bir ülkenin değil her şehrinde, her mahallesinde “Mor” gibi oyunlar sergilense, acaba sonuç değişir mi günün birinde? Keşke…

GÜNÜN SÖZÜ

Herkes herkesi aynı sevmez dostlarım; kimileri gururunun yettiği kadar sever, kimileri de ömrünün yettiği kadar. (Bukowski) 


SİNA KOLOĞLU-MİLLİYET

‘Söz’deki sürpriz ne olabilir?

 

 

‘Söz’ dizisinde Yavuz, babasının Agah olduğunu öğrendi. Bu büyük bir sürprizdi ve açığa alındı. Duyduğum kadarıyla Yavuz, istifa edecek. Biz Bahar’ın babasının Yıldırım Kutlu (Büyük Bey) olduğunu öğrenmiştik. Sıra Bahar’ın bunu anlamasına ve babasını Yavuz’un öldürdüğünü öğrenmesine geliyor sanırım. Tüm bunların ortaya çıkması, ilişkiyi çaresiz bir hale sokmayacak mı? Dizinin sürprizlerinden biri, bu sorunun cevabı olacak gibi görünüyor.

‘Çocuğumuz vardı, haber vermedin’ dizileri

‘Babamın Günahları’nda Ozan (Kadir Doğulu), “Benim bir çocuğum var ve sen bunu şimdi mi söylüyorsun?” diyor. Yeşim (Melisa Sözen), “Bunları konuşmak için çok geç Ozan” açıklamasını yapıyor. Çocuk doğmuş, büyümüş ve hasta olmuş. Genç adam, “Buna hakkın yok” diye devam ediyor. Ozan, “Ayrılırken hamile olduğunu biliyor muydun?” diye soruyor. Anahtar soru... Yeşim, “Bilmiyordum” yanıtını veriyor.

Dizilerde ‘istençdışı çocuklar’ vazgeçilmez kural. Erkek, “Öğrendiğinde haber verseydin” dediğinde, kadın kaderine razı olarak şu cümleyi söyler, “Yoktun Ozan. Öyle bir çekip gitmiştin ki...” Erkek malum görevi yapar, sonra alıp başını gider. Kadına ve erkeğe biçilmiş rollerdir. Kadın kaderine razı olup, doğurur, erkek orada, burada tozup gelir, “Benim çocuğum var mı?” der. ‘Babamın Günahları’ndaki şablon da budur.

‘Hangi haberi seyredeceksiniz?’

Fatih Portakal, ana haber bültenine, “Ne seyredeceksiniz?” diyerek giriş yaptı. Haberi seyretmek... Yapılan aslında budur. Bizlere görüntülerden bir demet sunuluyor. Bugün bir Suriye haberi var, tam ağzınıza layık. Taşeron işçiler huzursuz ara sıcak. Domates el yakıyor, tatlısını tavsiye ederiz...

Biz bütün gün ne izliyoruz?

Bütün gün ekranda, kaybolan çocuklar, 40 yıl sonra anneye kavuşma, kayınpederini öldürme ve eniştesiyle kaçma gibi olaylar var. TV gündüz, soba dumanı kokan mahalle kahramanları, senaryolarını anlatıyor. Akşam dizilerde ise, malikânelerde şık giyimli bay ve bayanlar, bizler için yazılmış senaryolarda aynı rolleri pahalı giysi, makyaj ve cümlelerle tekrar sunuyor. Özetle, televizyonlarda tüm gün anlatılanlar bunlar.

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13