Dostum Borisov'u Ankara'da ağırlamaktan gurur duydum. İlişkilerimizdeki olumlu ivmeyi Sofia'da gerçekleştireceğimiz toplantıda sürdüreceğiz.
Bugünkü görüşmelerimizin ana gündem maddelerimizi Suriye'de yaşanan gelişmeler oluşturdu. Rejim2in İdlib'e yönelik saldırganlığının durmaya yönelik adımları ele aldık. Bu kapsamda verdiğimiz mücadelede şehit düşen ailelere şahsım ve milletim adına başsağlığı diliyorum. Gösterdiği dayanışma için Borisov'a teşekkür ediyorum.
Hali hazırda İdlib’de 1,5 milyon insan evlerini terk etmiş ve sınırlarımıza dayanmış vaziyette bekliyor. Maalesef AB üyesi ülkelerin bu konudaki duyarsızlığını da dile getirmek durumunda kaldım. Hala Avrupa ülkeleri yapmış olduğumuz insanı yardımın farkında değil.Yük paylaşımına Avrupa bize destek vermezse kapıları açarız diye uyarmıştık. Biz Türkiye ile AB arasında varılan uzlaşı çerçevesinde yer alan taahhütleri yerine getirdik.
Hani adil yük ve sorumluluk paylaşımı. Bu yükü biz mi kaldıracağız? Biz zaten 40 milyar doları aşkın harcama yaptık.
Adil yük ve sorumluluk paylaşımları beklentimiz ne yazık ki sonuçsuz kaldı. AB 18 Mart bildirisinin gereklerini tam olarak yerine getirmemiştir.
AB bugünde çifte standart uygulamaktadır.
Bu ara görüşüyoruz. 1 milyar Euro göndereceğiz diyorlar. Siz kimi kandırıyorsunuz ya. Biz artık bu parayı istemiyoruz. 40 milyar dolar harcayan Türkiye Cumhuriyeti devleti onların vereceği parayı da bulur. Türkiye'nin onuruyla oynamaya kimsenin hak ve yetkisi yoktur. AB hala çifte standart uygulamaya devam ediyor.
Dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye ise kendisinden koruma isteyen kişilere uluslararası koruma sağlamaktadır. Mülteciler bulundukları yeri terk etmekte özgürdürler. Bu lokal bir hukuktan bahsetmiyorum. Uluslararası hukuka göre bu kişilerin zorunlu olarak bir ülkede tutulması söz konusu değildir. Ve bu kişiler özgür iradeleri ile ülkemizden ayrılmaktadırlar.
Bugün Yunan askerleri 2 tane mülteciyi öldürdü ve bir tane de ağır yaralı var. AB Konseyi Başkanı da yarın sınırı ziyaret edeceğini açıkladı. Herhalde mültecilerin Yunanistan tarafından kaldığı insanlık dışı muameleyi görecektir. Bulgaristan’ın bu konuda sağ duyulu yaklaşım sergilediğini dile getirmek isterim.
Bu dayanışma ve işbirliği anlayışının bütün AB ülkeleri için örnek olması gerektiğini düşünüyorum. Bu anlayışı destekleyen görüşlerdeki AB ülkeleriyle iş birliğine hazırız. Başbakan Borisov ve değerli heyetine tekrar teşekkür ediyorum ve yarınki Bulgar gününü kutluyorum.
3’LÜ ZİRVEYE RET!
Bulgaristan Başbakanı Borisov, Başkent Sofya’da Cuma günü Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in de katılımıyla 3’lü bir zirvenin gerçekleştirilmesinin planlandığını ancak sınırda Yunan askerlerinin vurduğu 2 göçmenin hayatını kaybetmesi nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile aynı masaya oturma arzusunu göstermediğini ifade ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bulgaristan Başbakanı Borisov’u kabul etti. Kabul sonrası önemli açıklamalarda bulunan Başbakan Borisov, “Perşembe günü Moskova’da gerçekleştireceğiniz ziyaret çerçevesinde Suriye’deki gelişmeler çerçevesinde diplomatik çözümler bulacağınızı arzu ediyorum. Can kaybı yanı sıra yüzbinlerce göçmende sınırlarımıza doğru geliyor. Şahsınız nezdinde Türkiye’nin Bulgaristan sınırına yönelik Avrupa ile imzalanan anlaşmanın hükümlerini ve taahhütlerini yerine getirdiği için teşekkür etmek istiyorum. Bu da Bulgaristan vatandaşlarına müsterih olmaları konusunu sağlıyor. Dolayısıyla bu taahhüdü bir kez daha teyit etmiş olduk. Buraya kadar iyi epey çaba harcadım. Sofya’da 3’lü ve daha büyük formatta bir toplantının gerçekleştirilmesi konusunda. Belki de başarabilirdik çünkü gerçekten mevkidaşlarımızın akil olmalarını her zaman güvendim. Tam o sırada öldürülen göçmenler konusunda bilgi geldi. Bazı benim mevkidaşlar sosyal medyada görüş paylaşmaktan çekinmiyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan aslında Cuma günü Sofya’ya gelmeye hazırdı. Fakat mevkidaşım Miçotakis ile aynı masaya oturma arzusunu göstermeyince tabi ki benim de böyle bir toplantı düzenleme niyetinden vazgeçirdi” dedi.
