UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

SICAK SULAR YÜKSELİYOR...

Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir depremi için raporunu hazırladı. DAUM Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, "Gülbahçe ve Tuzla fay hatlarında sıcak suların yüzeye çıkmasında artış var. Bu doğal bir durumdur, yeni bir deprem üreteceği anlamına gelmez" dedi.

SICAK SULAR  YÜKSELİYOR...

İzmir'in Seferihisar ilçesinde 30 Ekim saat 14.51'de meydana gelen 115 kişinin ölümüne neden olan depreme ilişkin Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi'ince (DAUM) rapor hazırlandı. Rapor, DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, DAUM Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir ve diğer deprem uzmanlarının katılımıyla rektörlük binasında basın mensuplarıyla paylaşıldı. Prof. Dr. Hotar, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, İzmir'de yaşanan depremin herkesi derinden üzdüğünü belirtti. DEÜ'den hocaların da bu anlamda çalışmalar yürüttüğüne dikkati çeken Nükhet Hotar, "Depremden etkilenen vatandaşlarımıza acil şifalar diliyor, büyük bir fedakarlıkla çalışan ekiplere teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.

DAUM Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir ise fay hatlarının durumu ve hazırladıkları rapora ilişkin açıklamalarda bulundu. Depremin ardından sahada olduklarını ve önemli gözlemler elde ettiklerini vurgulayan Sözbilir, "Fayları saniye saniye izleyip, tepkilerini ölçmeye çalışacağız. Gülbahçe ve Tuzla fay hatlarında sıcak suların yüzeye çıkmasında artış var. Bu doğal bir durumdur, yeni bir deprem üreteceği anlamına gelmez." dedi.

'DAYANIKLI DEĞİL DİRENÇLİ BİNA'

Tsunami ile ilgili de çalışmalar yaptıklarını aktaran Prof. Dr. Sözbilir, "Deprem sonrasında oluşacak tsunami sonrasında insan kayıplarının önüne geçmek için modelleme çalışması yapmak zorundayız. Deprem ile tsunami arasındaki oluşma süresi bize önlem almak için zaman kazandıracaktır. Çünkü gelecekte deniz fayları 7’nin üzerinde deprem ürettiğinde tsunami de üretecektir. Bu nedenle Türkiye Tsunami Projesi’ni çok önemsiyoruz." ifadelerini kullandı. DEÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Yapı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Özçelik ise binaların yapısına ilişkin değerlendirmede bulundu.

Binaların hangi yıl yapıldığının ve ruhsat alındığı senenin önemine değinen Özçelik, şunları söyledi:

"Binaların depreme dayanıklı olmasında malzeme kalitesi, taşıyıcı sistemi, projeye uygun yapılıp yapılmaması, deprem bölgesinde yer alması ve zemin özellikleri çok önemlidir. Bina hasarının yoğunlaştığı Bayraklı’da yapı stoğu çok çeşitlidir. Yıkılan binaları incelediğimizde perde sistemleri yeterince yok. Kolonları yetersiz. Zayıf malzeme, betonun kalitesizliği, donatıların doğru yerleştirilmemesi, yapısal düzensizlikler nedeniyle ağır hasarlar ve yıkılmalar meydana geldi. Özellikle yapım aşamasında kolonların kısaltıldığı görülüyor. Bu da binalarda ani göçmelere neden oluyor. Bilinçsiz tadilat nedeniyle bölme duvarlarının zemin kattan kaldırılması da yıkımların nedenlerinden birini oluşturuyor."

Dünyada artık depreme dayanıklı binalar yerine, can güvenliğini sağlayan yapıların yapıldığını söyleyerek, "Depreme dayanıklı bina yapımının maliyeti çok yüksek olduğu için, kontrollü hasarın gerçekleşeceği binalar yapmak zorundayız. Depreme dayanıklı bina yerine depreme dirençli bina yapmak zorundayız." dedi.

Son Güncelleme: 12.11.2020 15:08:45
ETİKETLERdaum