İstanbul Şişli'de 5 Şubat 2020 tarihinde meydana gelen olayda, yabancı uyruklu Emmanuel Owunnah, elleri ve ayakları elektrik kablosuyla bağlanmış, yüzü ve boğazı kesilmiş bir şekilde evinde ölü bulunmuştu. Güvenlik kameralarının incelemesi sonucu olay saatinde Brezilya uyruklu oldukları belirlenen Jonathan Carvalho De Araujo ile Sandro Marcello Acıard isimli iki kişinin Owunnah'ın evinden çıktıkları tespit edilmişti. Gözaltına alınan sanıklar, ifadelerinin alınmasının ardından tutuklanarak cezaevine gönderilmişlerdi.
MÜEBBET HAPSİ İSTENDİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma sonunda Brezilya uyruklu sanıklar Jonathan Carvalho De Araujo ile Sandro Marcello Acıard hakkında, 'tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme', 'bir suçu gizlemek, başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak için öldürme' ve 'silahla, birden fazla kişi ile konutta geceleyin yağma' suçlarından her biri için ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet ve 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.
SAVUNMASI ŞOKE ETTİ
Mahkemede, tercüman eşliğinde esas hakkındaki savunması alınan sanık Sandro Marcello Acıard, "Emi benden 3 aylığına borç olarak 1200 dolar istemişti. Olay günü Emi beni arayarak, borcunu ödemek için evine çağırdı. Jonathan ile birlikte Emi'nin evine gittik. Emi bana televizyonunu borç karşılığında vermeyi teklif etti. Televizyonun parası borç miktarını karşılamıyordu. Bana bir çanta verdi, içinde ses sistemi ve oyun konsolu vardı. Ben televizyonu Jonathan'a verdim, aşağıya inip orada beklemesini söyledim. Emi ile aramızda ufak bir tartışma oldu. Ben çanta ile evden çıkacakken Emi bir bardağı kafama geçirdi. Ben de kendimi korumak için yanımda bulunan elektro şoku ona karşı kullandım. Emi yere düştü, kablo ile ellerini arkadan bağladım. Kendine gelmesi için yüzüne tokat attım. Hala sinirli bir şekilde benimle tartışıyordu, ailemi ve beni öldürmekle tehdit ediyordu. Kendisi mafya üyesi olduğu için çekindim. Kendisini sandalyeye oturttum sonra bıçakladım" dedi.
AİLESİNİN ÜLKEDEN AYRILMASINI BEKLEMİŞ
Acıard, bugüne kadar suçunu itiraf etmeme sebebini ise şöyle anlattı; "Her ne kadar şimdiye kadar bunları anlatmamış olsam da bunun sebebi ailemi ve çocuğumun pasaport alıp Türkiye'den ayrılmalarını beklememdi. Onların güvenliği için anlatmadım. Şu anda anlattıklarım doğrudur. Jonathan, bu olaylar olurken aşağıdaydı. Bu olaylar hakkında bilgisi yoktur. Sizlerden çok özür diliyorum. Tahliyemi ve beraatımı talep ederim" şeklinde konuştu.
Son sözü sorulan Acıard, "Size doğruyu anlatmadığım için özür dilerim. Yaşanan olaydan dolayı da çok üzgünüm" dedi.
"SUÇSUZUM"
Tercüman eşliğinde savunması alınan Jonathan Carvalho De Araujo, "Bu suçları işlemedim. Maktulü ziyarete gitmiş olmam, suçu işleyeceğim anlamına gelmez. Sandro'nun da beyan ettiği gibi ben aşağıda bekledim. Daha ne söyleyebilirim. 1 yıl 6 aydır tutukluyum. Suçsuzum. Tahliyemi ve beraatımı talep ediyorum" ifadelerini kullandı.
Son sözü de sorulan Araujo, "Sandro bana hiçbir şey söylemedi. Olayın nasıl olduğunu bilmiyorum. Beraatımı talep ediyorum" dedi.
SUÇUNU İTİRAF EDEN SANIĞA MÜEBBET
Suçunu itiraf eden sanık Sandro Marcello Acıard'ı, 'nitelikli kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptıran mahkeme, Acıard'ın suçunu samimi bir şekilde itiraf etmiş olması gerekçesiyle, cezasında indirim uygulayarak müebbet hapsine hükmetti.
CEZALARI BELLİ OLDU
Mahkeme, sanık Jonathan Carvalho De Araujo'nın ise, 'kasten öldürme' suçundan beraatına karar verdi. Tahliyesine hükmedilen Araujo hakkında ayrıca yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol hükümlerinin uygulanmasına karar verildi.
Mahkeme heyeti, her iki sanığa da 'nitelikli yağma' suçundan ayrı ayrı 11 yıl 8 ay hapis cezası verdi.
