UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

İNSANLIK TARİHİNİN EN BÜYÜĞÜ BİZE DOĞRU GELİYOR!

İnsanlık tarihinin bugüne kadar gördüğü en büyük kuyruklu yıldız Dünya'ya doğru yaklaşıyor. Astronomi dünyası ayakta; fırsatı doğru kullanabilirsek gezegenimizin geçmişine dair çok önemli keşifler bizi bekliyor. Gerekli hazırlıkları yapabilmek için ise sadece 10 yıl zamanımız var.

İNSANLIK TARİHİNİN EN BÜYÜĞÜ  BİZE DOĞRU GELİYOR!

Bundan 7 yıl kadar önce iki bilim insanı yüksek çözünürlüklü uzay fotoğraflarını incelerken, parlak kırmızı renkli yuvarlak bir cisim fark etti. Dünya'dan 3 milyar 220 milyon kilometre uzakta olan bu kırmızı renkli yuvarlak, buzlu cisimlerden oluşan büyük bir bulutun içinde dikkat çekiyordu.

Bu manzara bile bilim insanları için yeterince heyecan vericiydi ama iş bununla da kalmıyordu. Söz konusu kırmızı cisim bir kuyruklu yıldız gibi görünüyordu. Genişliğinin 100 ila 160 kilometre civarında olduğu tahmin edilen cisim insanlığın bugüne kadar gördüğü en büyük kuyruklu yıldızdı ve Dünya'ya doğru yaklaşıyordu.

Bu keşfe imza atan iki astronom, Pennsylvania Üniversitesi'nden Gary Bernstein ve Pedro Bernardinelli, 7 yıl önce elde ettikleri verileri cismin geçtiğimiz yaz elde edilen görüntüleriyle bir araya getirince, ortada şüpheye yer kalmadı: Bu bir mega kuyruklu yıldızdı.

İkili bulgularını 23 Eylül tarihinde yayımlanmak üzere bilim dergisi The Astrophysical Journal Letters'a gönderdi. Bernstein ve Bernadinelli ayrıca kuyruklu yıldızın rotasının 2031 yılında Uranüs ile Satürn arasında gidip geleceğini de ortaya koydu.

"BU BİR ZAMAN MAKİNESİ"

C/2014 UN271 olarak da adlandırılan Bernardinelli-Bernstein Kuyruklu Yıldızı, Güneş Sistemi'nin tarihini anlamak isteyen tüm bilim insanları için oldukça nadir ve kıymetli bir bulgu. Örneğin Arizona Üniversitesi'nde görev yapan astronom ve kuyruklu yıldız uzmanı Amy Mainzer, Daily Beast'e yaptığı açıklamada, "Özünde bu bir zaman makinesi" diye konuştu. Kuyruklu yıldızın yolculuğu, Güneş Sistemi'nin koşullarını ve temel taşlarını öğrenmek isteyen bilim insanları için ömürlerinde bir kez karşılaşabilecekleri bir imkân sunuyor.

Bilim insanları, kuyruklu yıldızları, çok uzun zaman önce Dünya'nın ve uzayın bizim bulunduğumuz kısmındaki hemen hemen her şeyin oluşumunu sağlayan uzay kayalarının çarpışmasıyla ortaya çıkan parçacıklar olarak tanımlıyor. Bu parçaların bazıları uzayda dolaşırken yolları yine bizim tarafımıza doğru düşüyor.

Bernardinelli, Daily Beast'e yaptığı açıklamada, yaptıkları keşfin önemini, "Kuyruklu yıldızın anlattığı hikâye sayesinde Güneş Sistemi'nde milyarlarca yıl önce var olmuş şeyleri öğrenebilir, bu bilgi sayesinde bugün Güneş Sistemi'nin başka yerlerinde yaşanmakta olan olayları anlayabiliriz" sözleriyle özetledi.

"SAFLIĞINI KAYBETMEMİŞ BİR KUYRUKLU YILDIZ"

Şu ana kadar yakından inceleme şansı bulduğumuz tüm kuyruklu yıldızlar zaman içinde büyük değişimler geçirmişti. Ya çok küçük oldukları için parçalanmaktan kurtulamamışlardı ya da Güneş'in çok yakınından geçtikleri için yüksek ısı nedeniyle kimyasal değişimlere uğramışlardı. Bir başka deyişle, bu kuyruklu yıldızların anlattığı Güneş Sistemi'nin geçmişine dair hikayelere dışarıdan bazı müdahaleler gelmişti.

Ancak Bernardinelli-Bernstein, bu iki olumsuzluğu da yaşamaktan kurtulabilmiş bir kuyruklu yıldız. Bernardinelli de kuyruklu yıldızın saflığını kaybetmemiş olduğuna dikkat çekerek, "Bu cismin başına Güneş Sistemi'nin erken zamanlarından bu yana çok fazla şey gelmemiş. Dolayısıyla geçmişe bir pencere açabileceğini düşünüyoruz" yorumunu yaptı.

BÜYÜKLÜĞÜ VE GÜNEŞ'TEN UZAK OLMASI AVANTAJ

Bernardinelli-Bernstein Kuyruklu Yıldızı'nın bilinen kuyruklu yıldızlardan çok daha büyük olması önemli bir nokta. Örneğin bugüne kadarki en büyüklerden biri olarak kayda geçmiş ünlü Hale-Bopp Kuyruklu Yıldızı'nın genişliği 60 kilometre civarındaydı. Bernardinelli-Bernstein'in çok daha büyük olması uzayda dolanırken parçalanmasını önleyecek kadar kütle çekim kuvvetine sahip olduğu anlamına geliyor.

Kuyruklu yıldızın Güneş'ten fazlasıyla uzak olması da bozulmadan korunmasında etkili bir diğer faktör. Mainzer, bu durumu "Zamanının çok büyük bir kısmını Güneş Sistemi'nin dış bölgelerinde derin dondurucuda geçiriyor" sözleriyle açıkladı. Bernardinelli-Bernstein'in yörüngesine dair modellemeler, cismin Güneş Sistemi'nin bizim bulunduğumuz bölgesinde aşağı yukarı 5 milyon yıl önce girdiğini ve Uranüs'ten bu yana geçmediğini gösteriyor. Bu uzun mesafe de kuyruklu yıldıza güneşin neredeyse hiç temas etmediği şeklinde yorumlanıyor.

Mainzer, bunun sonucunda, "BB" adını taktığı kuyruklu yıldızın 4,5 milyar yıl önce Güneş Sistemi'mizi oluşturan gaz ve toz bulutunun yapısına benzer bir kimyada olduğunu da sözlerine ekledi.

2031 YILINA KADAR ZAMANIMIZ VAR

Kuyruklu yıldız 2031'de Dünya'ya yaklaştığında, kimyasını incelemek mümkün olacak. Bu sayede Güneş Sistemi'nde gezegenler oluşmadan önce nasıl bir yapı olduğunu anlayabileceğiz.

Mainzer, "Bu kuyruklu yıldız hakkındaki en iyi şeylerden biri şu: Güneş'e en yakın noktaya gelmesine daha zaman var. Dolayısıyla yüzeyi Güneş'ten gelen ısıyla temas ettikçe renginin nasıl parlaklaştığını inceleyebilmek için de önümüzde yıllar var" diye konuştu.

Bu ısıyla temas detayı oldukça önemli çünkü kuyruklu yıldızların büyük miktarda toz partikülü saçmasını, bir başka deyişle kuyruklu yıldızın kuyruğunu oluşturan şey bu ısınma faktörü. Mainzer, bu durumu, "Kuyruklu yıldız yaklaştıkça hangi kimyasalların tabir-i caizse sprey şişesindeki itici güç etkisi yaratarak kaya parçacıklarını ve tozu yüzeyden süpürdüğüne dair daha fazla şey söyleyebilir hale geleceğiz" ifadeleriyle açıkladı.

Son Güncelleme: 13.10.2021 12:37:50
ETİKETLERbilim insanları