UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

ÖZCAN DENİZ, FEYZA AKTAN’A ATEŞ PÜSKÜRDÜ!

Ünlü şarkıcı ve oyuncu Özcan Deniz Instagram hesabından yaptığı paylaşımla eski eşi Feyza Aktan'a ateş püskürdü. Deniz paylaşımlarını, "Zalimlik bu sene de sahnelendi" sözleriyle yaptı. İşte Deniz’in açıklamaları;

ÖZCAN DENİZ, FEYZA AKTAN’A ATEŞ PÜSKÜRDÜ!

"Aynı oyun yeniden sahnelendi. Yine aylardan nisan, yine sen benden uzaklara kaçırıldın ve yine kötüler konseyi bir şeylerin peşinde! Muhtemelen geçen yıl olduğu gibi, Anneler Günü için de bir Instagram şovu hazırlanıyor. 'Mağduru' oynamanın tadına varıldı çünkü. Sonuç alamadıkça seni kullanmaktan bir adım bile geri atmadan aynı filmi tekrar tekrar oynuyorlar. Daha önceki oyun beni velayet davasından geri çekmek içindi, şimdi ise işledikleri suçlara göz yummamı sağlamak. Aslında affetmiştim, ama galiba amaç aynı zamanda haber olmayı da sağlamak (çünkü geçen sene çalışmıştı bu) ve ulaşılamayan hedeflere ulaşmak! Bunun için de çok güzel kullandılar herkesi. Sessizliğimi ve çaresizliğimi de sonuna kadar sömürdüler. Senin tek suçun benim oğlum olman. Bir garibanın oğlu olsaydın çoktan seni kapıma bırakıp kayıplara karışmışlardı. Normal şartlarda 5 metre bile yakınıma yaklaşamayacak insanlar’a bu cesareti ben verdim. Öyle ki senin gözünün önünde babana tekme tokat girişecek kadar, taraflı programlara çıkıp şuursuzca “birdaha olsa birdaha yaparım” diyerek tehdt edecek kadar, senin tek hayat garantin olan Baba’nın 30 yıllık kariyerini ve emeğini iftiralarla bitirmeye çalışacak kadar, benden 7 yüz km öteye kanunları, haklarımızı, senin menfaatlerini hiçe sayıp götürecek kadar cesaretlendiler. Benim onayım ve haberim olmadan seninle ilişkimizi çıkmaza sokacak kadar uzağa, bir bilinmeze sürüklediler. Daha doğrusu taşındılar. Ve giderken değil, gittiğinizde bana haber verildi. Samimiyetsiz “iyi niyet” davranışları sergileyerek, işlenilen suçu hafifletmeye çalışıyorlar (istediğin zaman gelip görebilirsin v.s.) Seni oraya gelip alarak otellerde, sana ait olmayan odalarda ve ortamlarda görmemi sağlamaya çalışıyorlar.. Öyle olsun ki bi’daha geldiğimde otele gitme fikri senin benimle gelmeni engellesin diye.. Bana en azında bir hazırlık yapma şansı bile tanınmadı. Ve orada seni almaya geldiğimde, senin yanında ne gibi bir saldırıya uğrayacağım belli değil. Çok belli oraya çekilmeye çalışılıyorum. Ben burada, pda’nın olduğu, oyuncaklarının olduğu, arkadaşlarının ve seni seven onca insanın olduğu evinde bekliyorum oğlum seni. 3 haftadır göremiyorum seni. Senden özür diliyorum bu cesareti olnlara taa baştan verdiğim için. Önce doğum günü hazırlıkların bana “göndericem” diye yaptırıldı, sonra kanunlara ve bize verilen haklara bile karşı gelerek götürüldün. Tıpkı geçen doğum gününde yapıldığı gibi. Dedim ya “aynı film oynanıyor” Okul’a yazdırdım, okuldan alındın ve sonra “bizi eve hapsettin” diye akla zarar gerçekler gösterildi. Amaç kendilerine araba aldırmaktı. Yani mal talebiydi. Alırdım sorun deil ama “oğlumun kemerini bağlamadan arabaya bindiremessin” dediğimde bana alaycı mesajlar attılar. Ben senin güvenliğini tehlikeye atarak bunu yapamazdım. Bir çok ailenin hayalini kurup oturamadığı eve “dağ başı burası” dendi ve götürüldün. Bu “dağ başı” denilen yer Babanın ve bir çok kuzeninin oturduğu, deniz seviyesinde, her türlü ihtiyacının (okul ve hastane dahil) yürüme mesafesinde olduğu medeni ve imkanlarla dolu, şehir büyüklüğünde bir yer. Kaç babalar günümüz, 23 Nisan’ımız, bayramımız ve kaç doğum günümüz katledildi hepsi defterimde yazıyor oğlum. Keşke böyle olmasaydı. Ve keşke herkes payına düşeni yaşayıp seni mutlu etmek için benim kadar çıkarsız uğraşsaydı. Ama artık üzülmüyorum. Hatta hüzünlü de olsam “mutluyum” Çünkü bu zalimlikler seni ve beni daha mutlu günlere hazırlıyor. Ben yine hep olduğu gibi adalete inanyor ve yerini bulacağı günü bekliyorum. Senin haklarını korumak için o mahkeme kapılarında 1 saniye bile yüksünmeden hazır bekleyeceğim. Seni çok ama çok seviyorum oğlum. Mutlu yaşlar. “Bu mektup herkese” hiç duyar kasmayın. Kimse ilgilenmek zorunda da değil. Hukuk tanımadan, ne olup bittiğini bilmedeni benim sessizliğimi fırsat bilip cesaretlendirdiğimiz için siz de en az benim kadar suçlusunuz. (Lafım herkese değil. Bilen biliyor) Ben oğlum kullanılarak oynanan bir oyunu bozmaya çalışıyorum. Burada oğlunu korumaya çalışan bir babadan öte biri değilim.”

Son Güncelleme: 29.04.2022 23:13:20
ETİKETLERÖZCAN DENİZ FEYZA AKTAN